Bir mü’minin-davetçinin muhatapları nezdindeki durumu-duruşu, davetine henüz icabet edilmese de güvenilen-dikkate alınan-saygı duyulan “emin” bir kimliği-kişiliği yansıtmasıdır. Yalan söylemeyen, sözünde duran, en yakınları aleyhinde dahi olsa adaleti savunan, izzetli-erdemli-emin kişilerin götüreceği davet tabiki muhataplar nezdinde mâkes bulacaktır. Bu şahsiyetli duruş sahiplerinin davetine icabet etmeyenlerin vicdanı/idraki kör ve sağır demektir, kalpleri o kadar katılaşmıştır ki adeta “çaksan girmez” kabilindendir, vahyin diliyle “fiziksel olarak bu duyu organlarını taşımalarına rağmen” kör-sağır ve kalpsizdirler, “kel’enami belhüm edal” hayvanlar gibidirler ve hatta daha aşağıdırlar.
5- Davetçinin, davanın insanlık tarihi boyunca bütün davalardan (kıyas kabul etmez) üstün-köklü-sürekli-hak bir dava olduğunun idrakinde-itminanında olması. (46/9) Dolayısıyla köklü-sürekli-meşakkatli böyle bir davanın mücadelesi için, tıpkı nebinin yaptığı gibi namazla-duayla-tertil üzre vahyi ve onun penceresinden hayatı okuyarak kendini donatması-hazırlaması gerekir.
6- Davetçi sadece Rabbi için sabreder (74/7), daveti karşısında sözlü-fiili her türlü baskı, sürgün, tehdit karşısında mukavemet göstermesi ve insanlarla uğraşmanın zorluğunu-riskini peşinen kabul ederek Allah’a dayanması-güvenmesi gerektiğini idrak edendir. Rabbin yardımı yanında hiçbir yardımın/korunağın hâşâ kıyaslanması mümkün değildir, davetçi mutlak-kesintisiz yardımın Allah’a ait olduğunun bilincindedir. 11/92,93 Öğüt veren davetçiler Rabbe özür beyan etmek için davette bulunurlar ve kötülükten sakındıranların kurtulacağını bilirler 7/164,165
7- Davetçi, mesajı hassasiyetle temsil edendir, muhataplar nezdinde davetin-mesajın reddi asla DAVETÇİNİN KİŞİSEL ZAAFLARINDAN-KURUNTULARINDAN-KABA/SERT MUAMELESİNDEN-İTİCİ-GEREKSİZ-YANLIŞ-ZAMANSIZ-USLUBUNDAN kaynaklı değil, mesajın-davetin konusundan-içeriğinden kaynaklı olmasına hassasiyetle özen gösterendir.
8- Davetçi, en yakınından 26/214 başlayarak mesajı götürdüğü toplumun düşünsel serüvenlerini, kabullerini, yönelişlerini, etkileşimlerini doğru tanıyarak-tanımlayarak daha etkili mesajını götürendir. Toplumun düşünsel katmanlarını iyi bilmek, topluma galebe çalan düşünceleri, geleneğin-modernitenin şerikleştirici-ayartıcı boyutlarını bilmek-tanımak ve buna uygun davet dili geliştirmek.
9- Vahyi önceleyerek yapılan davet; davetçi vahyin her okuyanın kendi kafasına, çıkarlarına, beklentilerine, sahip oldukları çarpık düşünceleri destekleyen bir nesne olarak görülen kapalı bir kitap değil, bilakis ilahi muradı taşıyan apaçık ilahi bir hitap-beyan olduğunu ve hayatın her alanına dair kıstaslar/ölçüler koyan, kalkış noktası değişmeyen-değiştirilemeyecek olan formülasyonlar, ana ilkeler (kırmızıçizgiler-hudutlar) vaaz eden kapsayıcı-kuşatıcı ve bütüncül, doğruyu yanlıştan-hak ile batılı ayıran (Furkan 25/1) hayat kitabı olduğunu, vahyin gözardı edildiği her yönelişin zulüm getireceğini davetinin zirvesine koyandır.