Modern dönemin siyaset yapma biçiminde “yöneten-yönetilen” kategorisi ve rıza devşirme işi, devlet tarafından inşa edilerek yoğun propaganda ile sürdürülür ve meşrulaştırılır.
Bu kategori dahilindeki muhalefetin neredeyse bütün eylemleri, gösterileri, mitingleri, basın açıklamaları otoritenin açtığı alana ve müsade edilebilir sınırlara mahkum ve mecbur tutulurlar.
Mevcut sistemde muhalif hareketleri destekleyen, benzerini planlayan veya kendiliğinden oluşan muhalifin veya bir itirazı benimseyip yöneten kesimlerin genel özelliği:
yönetime geçmek için fırsat kollayan, yöneticiliğin sağladığı imkan ve fırsatlara erişim için sırasını bekleyen modern muhalefettir.
(AKP İslamcılığı da bunlardan biriydi.)
Müslümanlığın bu modern verili dönemin muhalefeti ile mesafesini doğru yönetmesi, ahlaki ölçülere titizlik göstermesi beklenir. Bu konudaki hatalı söylem veya jargonu, siyasi dikkatsizlikten dolayı anlaşılamaz sinyaller vermesine sebep olur.
Kendisini bir sivil insiyatifçi, iyilik veya yardım hareketi olarak göstermesi özünde nasıl sorunluysa, insan hakları, mustazaf hareketi veya gelir dağılımına itiraz hareketi olarak da göstermesi sıkıntılıdır.
Modern muhalefetin çeşitlerinden bir çeşidi olmak da benzer sorunluluk durumudur.
Müslümanların dikkatli bir siyaset dili üretip kullanması mecburidir.
Doğru bir dil “farz-ı ayn”dır.
Sistem dahilinde güç sahiplerinin oluşumuna alan açan muhalif kesimden, muktedirleri en çok zorlayıp acıtan muhalif kesimlere kadar müsade edilir skalada refleks olarak benimsetecek provokasyonlara karşı ölçüyü kaçırmamak gerekir.
Bu bağlamda müslümanların modern devlete itiraz ederken ona hukukunu neden uygulamıyorsun diyerek yapması, hukukunun meşruiyetini kabule dayanır. Oysa onu ve hukukunu meşruiyet temelinde eleştirmeli.
müslümanların modern devlette gördüğü en temel araz: doğru bir temel düşünce veya felsefenin kötü uygulayıcılar eliyle zulüm oluşturması yaklaşımı olmamalı. Çünkü meşru olmayan yanlış bir temel düşünce veya felsefenin zulüm olarak ortaya çıkmadı doğal sonuçtur.
Başka bir deyişle müslümanlık modern devlete olan itirazını “cari olan hukukunu uygulamıyor” şeklinde yapmaz. hukukunun meşruiyetini tartışmaya açar . ve onu meşru olmamakla suçlar.
bunu başarmak için bize gereken kendini adayıştan evvel doğru tefekkür ile sahih bir yol haritası oluşturmaktır.
islamcılık modern devletin ürettiği muhalefetin bir şekli olmayı kabullenişi ile birlikte derece derece itikaddan amele sahih olmaktan uzaklaşır. Müslüman ismini kullanmaya gayret göstermesine rağmen oluşturduğu alan içerik olarak gayri islamileşiyor.
Aslında halledemediğimiz mesele modern devletin ürettiği muhalefetin bir bölümü durumuna düşmeksizin “müslüman muhalefet dili” ve “siyasi duruşu” ortaya koymaktır.