Eski halklar için tiyatrolar, oyunlar, gösteriler, acayip hayvanlar, ödüllü yarışlar, kumar oyunları ve benzeri diğer uyuşturucular,
Tiranların halkı kulluklaştırmak için kullandıkları yöntem; halk için özgürlüğü yitirmenin bedeli,
Tiranların uyruklarını korkak yapmak ve boyunduruk altında tutmak için kullandığı yöntemlerdendi…
Halkın genel tabiatında “kendini sevene karşı kuşkulu, kendini aldatana karşı saf olmak” vardır.
Ağızlarına çalınan iki parmak bal
İle cezbedilen halklar, ne avcı düdüğüne kanıp tuzağa düşen saf bir kuştur, ne de yem için oltaya takılan bir balık gibi değildir: Bu halklar pohpohlandırıldıklarında hemen kendini teslim ederler…
Tiranlar uyruklarını alıklaştırmak için halkın oyalanacağı (bu gün bizim eğlence mekanları ve hoş vakit geçirilen yerler olarak bildiğimiz) genelev, taverna, her tür oyun, ödüllü yarışlar icat ettiler.
Böylece gözlerinin önündeki o eğlenceleri güzel bulan, oralarda vakit geçiren, onlardan haz alan aptallaştırılmış halklar; küçük çocuklar gibi fakat onlardan daha kötü biçimde budalaca hizmet etmeye alışırlardı…
Romalı Tiranlarda, midesi ve zevkine önem verip kendini koyveren halkı aldatmak için benzer yöntemleri çeşitlendirdi:
Tiyatrolar, colleziumlar, olimpiyatlar, oyunlar, gösteriler, kumar masaları, ödüllü yarışlar.. artırılarak devam ettirildi.
Fakat Romalı Tiranlar başka bir yöntem daha buldular: Her şeyden çok midesine ve zevkine önem verip kendini koyveren halkı aldatmak için, sık sık on kişilik askeri birliklere ziyafet çekerdi. İçlerinden bir teki bile özgürlüğe yeniden kavuşmak için çorba tasını terk etmeyi akıl edemedi.
Tiranlar çeyrek litre buyday, yarım litre şarap ve gümüş bir para bağışlardı: İşte o zaman “yaşasın kral” diye bağrılmasını duymak acınacak bir durumdur…
Kalın kafalı halk kendisinden alınan, dolayısıyla kaybettiklerinin bir bölümünü geri almaktan başka bir şey yapmadıklarını; bunlara kavuşurken tiranın daha önceden onlardan bunları almasaydı hiç bir şey veremeyeceğini düşünemiyorlardı…
Bu gün Neron’u, Tiberius’u cömertliğinden dolayı kutsayan, gümüş para toplayan, kamu şölenlerinde tıka basa doyan kişi, yarın mallarının bu muhteşem imparatorların para hırslarına, çocuklarını şehvet tutkularına, kanını gaddarlıklarına terk etmek zorunda kalınca, bir taş gibi tek kelime söylemez, bir ağaç kütüğü gibidir kıpırdamaz!..
Aşağı halk tabakası her zaman bu biçimde davranmıştır. Tümüyle iradesiz ve sefil olduğundan namusluca haz alamaz, haksızlıklara ve acılara duyarsız kaldığından bunlara namusluca katlanamaz…
Neron, yaşamı kadar iğrenç denecek ölümü karşısında Roma halkı onu oyunlarını ve şölenlerini anımsayarak öylesine kederlenmişti ki, yas tuttular.
Julius Sezar, insanlığından başka değerli hiç bir şeyi bulunmadığından dolayı, bu niteliği öylesine göklere çıkartıldı ki, asla olmamış en vahşi Tiran’ın en büyük gaddarlığından bile daha fazla zarar verdi; Roma halkı için kulluğu tatlılaştıran bu zehirli yumuşaklığıydı…
Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev, s 82 , Etienne de La Boétie 1530-1563