16 Eki 24 - Çar 9:00:am
Dark Light

Blog Post

Fikir Yorum > Fikir yorum > Ahmakça işler

Ahmakça işler

Ahmakça işler

Dünyevi kavram dünyası sıradanlaşmış ve metafizik kavram dünyası profanlaşmış (Tanrı’dan kopmuş) kişinin, benimsediği laikleşme olgusunun etki ve tezahürlerinin hiç bir normal değeri ve tutarlılığı yoktur.

Yerli aydınların taklitçiliği, modernite düşünürlerinin kendi değerleri çerçevesindeki egemenliğe dayalı ruhani değerler sistematiğinin veya dünyevi kavram dizgesinin altüst edilip sıradan bir yapıya dönmesine ya da metafizik kavram ve değer dizgesinin ters yüz edilip profanlaşmasına ya da her ikisine birden yol açar.

bu akıl, ümitsiz bir akıldır. Bu akıl ne büyük çaplı ne küçük çaplı krizlerle baş edebilir.

Abdurrahman Taha, Seküler Ahlakın sefaleti, s:311

Zihnen yenilmiş seküler taklitçiler BATIDAN öğrendiklerini arkasındaki derinliği fark etmeden bu topraklara taşırlar. Bu nedenle bizde bir karşılığı yoktur. Bu topraklara uymayan, içinde ne bir çözüm ne de bir şifa barındıran saçma sapan EBTER işlerdir.

Mesela Batılı seküler aydınlar RUHBAN SINIFINA yani KİLİSE ve RAHİPLERE savaş açmışlardır. Zira neredeyse tüm roprakları onlar kontrol eder ve yönetirler. Savaşları onlar açar ve sonlandırırlar. ASİLLERE çalışmayan fakir halkın neredeyse tamamı onlara çalışır. Onlar olmazsa kimse Hristiyan olamaz, dilediklerini dinden atar, dilediklerine Cennet ten mülk verirler. Bebeklerin HRistiyan olma töreni olan VAFTİZ töreni onlarsız yapılamaz, Günah çıkarılamaz, evlenilemez, mezara bile girilemez.

Bu anlamda BATI’da seküler aydınların KİLİSE ve RAHİPLERE karşı başlattıkları mücadele bir ÖZGÜRLÜKmücadelesi olarak okunabilir.

Yerli aydınlar bunu Müslüman toplumlara taşıdılar: CAMİYE ve İmama karşı savaş açtılar. Lakin bu topraklarda topraklar caminin elinde değildir, imam dediğin evini zor geçindiren, çoğu cemaatinin elinde oyunca olmuş tiplerdir, toplumların yönetiminde caminin hiç bir etkisi yoktur. İsteyen istediği yerde doğurur, isteyen istediği yerde Müslüman olur, evlenir, boşanır veya ölüp mezara girer. Kimse kimseyi dinden atamaz, günahını affedemez, başkasının günahını ona yükleyemez. YAŞAMAK için bir İmama mecburiyet yoktur.

Yani BATIDAN İTHAL edilmiş CAMİ ve İMAM düşmanlığının bu topraklarda karşılığı yoktur. AHMAKLIKTAN başka bir şey değildir ve hiç bir soruna şifa olmaz
Diyor sanırım.

Yüzyıldan itibaren 3 ideoloji gelişti: Muhafazakarlık, liberalizm ve Marksizm. Üçü de dünya sistemi TVk ideolojilerdi.
1- Muhafazakarlık: Kurumsal olarak ilk ortaya çıkan ideoloji olması tesadüf değildir. Değişimin zaruri olduğunu gören ve değişimin mümkün olan en yavaş tempoda olmasını savunan Burke ve Maistre bunun için bir argüman oluşturma çabasına girdiler.

Ancak bazı değişimler diğerlerinden daha acil olduğunu kavrayınca değişimi durdurmaya değil de reformcular ve devrimciler üzerinde fren etkisi yapabilecek kurumların korunmasına odaklandılar. Kukusuz bunlar faziletleri muhafazakarlar tarafından göklere çıkarılan AİLE, KİLİSE, CEMAAT ve elbette MONARŞİYDİ (Kraliyet ailesi) Muhafazakar ideolojinin merkezi motifi her zaman GELENEK olmuştur.

Muhafazakar ideoloji gelenekle oynanmasının mutlaka çok sağlam bir gerekçeye dayanması gerektiğini söyler. Aksi takdirde çözülme ve yozlaşma gelecektir.”

İmmanuel Wallerstein, Sosyal Bilimleri DÜşünmemek, s:26

Batılı düşüncenin 3 kızı (ideoloji) vardır: Muhafazakarlık(İngiltere), Liberalizm (ABD) ve Marksizm (Sovyetler Birliği)
Üçü de değişimi ve ilerlemeyi savunur. Liberalizm ve Marksizm sert ve HIZLI değişimi Muhafazakarlık ise Alıştıra alıştıra milleti germeden değişimi hedefler. ASIL koruduğu önceki sistemin Zenginleri, önceki sistemin GÜÇlülerinin pozisyonlarıdır diyor sanırım..

Ahmet Hakan Çakıcı

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir