Malik Bin dinar damadı Şu’be’ye şöyle öğüt verdi:
“Bir dost ki senin dinine (ahlakına, erdemlerine, takvana, ilmine, hikmetine vs) faydası olmaz, onu hemen terk et. Zira selamete ermen için senin vaktini ve gençliğini çalan hırsızlardan uzak durman gerekir. Böyle birisinin arkadaşlığı bize haramdır.
Hücviri, Keşfül Mahcup, s:399
Sakın ha! Dost diye bildiğin kişi, ömrünü, vaktini, aklını, edebini, şahsiyetini, sağlığını çalan bir hırsız olmasın.
&&&
Bizi iktidar sorumluluğundan kurtaran politikacılar gibi, çağdaş sanatta sunduğu anlamsızlıkla bizi anlamın yorgunluğundan kurtarır
Hızla yaygınlaşmasının nedeni bu olabilir. Her türlü estetik değerden bağımsız bir şekilde anlamsız ve yararsız olduğu ölçüde gelişme göstermektedir.
Tıpkı POLİTİKANIN her tülü temsil yeteneğini ve inanırlığını kaybettiği ölçüde varlığını sürdürebilmesi gibi.
Jean Baudrillard, Şeytana Satılan ruh, s:111
Sorumluluk almak, risk almak, bedeline katlanmak, hesap vermek KİTLELER İçin çok AĞIR yüklerdir. Toplum bu yükü POLİTİKACILARIN sırtına atar ve kendini, hiç bir sorumluluk almadığı için hiç bir zaman hesap vermek zorunda kalmayacağı, sürekli ELEŞTİRECEĞİ eleştirilemeyeceği KONFORLU bir alanda tutar.
Aynı durumun bir başka yüzü de sanat alanında işler: Dinin, ahlakın, erdemlerin, hayatta olmanın, hayata bir anlam yüklemenin yani MANANIN ağır yükü altına girmek yerine hiç bir düşünme, fikretme, fıkh etme, okuma, gayret ve çaba gerektirmeyen SAÇMA sapan işlere kendini teslim etmenin KONFORUNA kaçıyor modern insan diyor sanırım.