27 Eki 24 - Paz 1:07:pm
Koyu Açık

Blog Post

Fikir Yorum > Fikir yorum > DAVETÇİNİN KİMLİĞİ VE DİLİ… 1

DAVETÇİNİN KİMLİĞİ VE DİLİ… 1

Davet., dövercesine-sövercesine-ötelercesine yapıl(a)maz..

Merhamet dili kapı aralamaktır., kapı aralanmadan içeri girilmez..

Davetçi., muhatabına ”senin hayrını düşünüyorum” duygusunu yansıtan/hissettiren kimliğin adıdır, zira, davet ettiği şey/vahyin gölgesi hayrın ta kendisidir.

”Davet” yaşayarak yansıtmaktır…

Davet: Allah’ın vaaz ettiği dine/yola çağırmak, nida etmek, sevketmektir. Kur’anda İslam’a davet emri, üd’u-enzir-belliğ gibi kelimelerle beyan edilmiştir. Rabbinin yoluna çağır 16/125, İslam’a çağrı 61/7 İmana çağrı 57/8 Allah’ın kitabına (kitabın hükmetmesine) çağrı 3/23 Hak olan çağrı (hakka çağrı) 13/14 Hayra çağrı (yed’une ilelhayr) 3/104 Kurtuluşa çağrı (ed’uküm ilenneceti) 40/41 Hayat kaynağına (hayat verecek şeylere) çağrı 8/24 Rabbinden sana indirileni tebliğ et “bellığ”5/67 En yakın akrabalarını uyar “enzir” 26/214 Kalk ve uyar 74/2 v.b

 ‘’Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir’’ 16/NAHL/125

    Davetçinin sorumluluğu (hâdi/hidayet edici’yolunu kolaylaştıran ve yardım eden’in Allah olduğunu bilerek) ’emri bil maruf nehyi anil münker’ 3/104 yükümlülüğünü en güzel şekilde yerine getirmesidir.

    Vahyin nebiler üzerinden örneklendirdiği İslami mücadele davet merkezlidir. Gönderilen bütün nebilerin öncelikli görevi davettir, cahil, bâtıl, sapkın kişilerin-toplumların-yöneticilerin-oteritelerin karşısına öncelikle apaçık davetle çıkmışlardır. Hak ile batıl, doğru ile yanlış, adalet ile zulüm apaçık ortaya çıksın ve herkes bilerek/isteyerek safını-tarafını bilsin, netleştirsin, iktidar mücadelesi de toplumun yönelişi de bu açık saflaşmaya dayalı olarak gerçekleşsin.

    Davetçinin kimliğinden başlayarak davetin metodunu-dilini şöyle sıralayabiliriz:

  1. Davetten söz edilebilmesi, mesajın kişilere-toplumlara götürülebilmesi, apaçık bir dille dine/yola çağrılabilmesi için, öncelikle davetçilerin zihinlerinde hak ile bâtılın, tevhid ile şirkin net olarak ayrılmış-ayrışmış olması, bilginin-hakikatin yegâne kaynağının ve hayatın nasıl inşa edileceğine dönük mutlak referansın vahiy olduğu noktasında davetçinin net olması ve bunu itminanla bireylere-toplumlara deklare etmeleri gerektiğidir, vahyin hayatı tümüyle kuşatan ve inşa eden bir ilahi öğreti olduğuna, hayatın her sahasına ve safhasına kılavuzluk eden ilahi bir hitap olduğuna, vahye sadık kalan ve vahyi insanlara kendi örneklikleriyle tebliğ eden resullerin canlı rehberliklerine ve yaşanılabilir modelliklerine şeksiz/şüphesiz iman ve itminan ile davette bulunulmasıdır. “Nebilere ancak hakikati söylemek yakışır ” 7/105 (ve elbette onları takip eden varislere de o yakışır) Davet edilen mesaja aykırı düşmek nebilere de takipçilerine de yakışmaz. … (Devam edecek)

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir