Ebu Hazim Medeni’ye sormuşlar: “Malın nedir?”
“Allah’a karşı rıza,, halka karşı gına halinde bulunmak” dedi.
Yani HAKK’tan gelene rıza göstermek HALKTAN hiç bir şey istememek, beklememek, ummamak…
Zira HAKK’tan razı olan halktan müstağni olur.
Hücviri, Keşful Mahcup, s:158
Hür olabilmek için insanın İNSAN’dan ümidi olmamalı, zira insan ÜMİDİNE köle olur, diyor sanırım.
Rızkı, insandan beklememeli zira insan RIZKINI vereni TANRI edinir, diyor sanırım.
&&&
Ait olduğumuz tür, zihinsel düzeyde, düşüncenin sıfır noktası denebilecek Yapay Zekaya doğru gerilemiştir.
Görünüşe göre hiç bir şey düşüncenin sıfır noktası denilebilecek bu Yapay Zeka sürecinin yaygınlaştırılmasını engelleyememektedir.
APTALLIK ve zekanın yer değiştirme olasılığı dışında hiç bir şey bu sürece karşı koyamamaktadır
APTALLIK, mutlak bir zafer elde etmiş görünen zekaya karşı MEYDAN okumaya girişmiştir.
Jean Baudrillard, Şeytana Satılan Ruh, S:179
İnsanlık düşünme, bilme, anlama misyonunu YApay Zekaya devredince kendisine zekadan yoksunluk yani APTALLIK kalır.
Bu noktada APATALLIK ile Yapay ZEKA arasında bir mücadele kaçınılmazdır.
İnsanlığın ZEKA ve bilgi birikimi ile Yapay Zeka ile mücadele etmesi mümkün değilse ancak APTALLIK ile Yapay Zeka ile baş etmeye çalışmak zorunda kalacaktır diyor sanırım.
BU şu demek olabilir Bundan Sonra APTALLIĞI (Deliliğe) Övgü MODa haline gelebilir.
&&&
ABD’nin Barınma, sağlık, sigorta, çocuk bakımı gibi HAKları İNSAN Hakkı olarak değil de “Siyasi” veya “Medeni” Hakk olarak tanımlaması aslında devletin dilediği an toplumların bu HAKLARINI iptal edebileceği anlamına geliyordu.
BU açıdan belki de en önemli örnek 2. Dünya Savaşından sonra ABD’nin İnsan Hakları tanımının 1950-60 seçimlerinde Siyahilerin oy kullanma ve sosyal HAklardan faydalanma Haklarını içermemesiydi. Çünkü bu Haklar Amerika’da “Medeni Haklar” olarak tanımlanmıştı.
Malcolm X ile Martin Luther King arasındaki en belirgin fark da bu konudaydı. Malcolm X siyah-beyaz ayrımının İNSAN HAKLARI bağlamında ABD’yi BM’de IRKÇI DEVLET statüsüne getirdiğinden bahsederken Martin Luther King konunun Medeni Haklar cephesinden konuşulması gerektiğini savunuyordu. Bu nedenle Malcolm X aşağılanmış ve Amerikan hükumetince dışlanmıştır.
Joseph A Massad, Liberalizmde İslam, s:166
BAtı için, “Gerçek insanlar” vardır onlar için İNSAN HAKLARI vardır; Bir de “insanımsılar” yani insana benzeyenler vardır. İNSAN HAKKI denildiğinde “insanımsıları” kastettiklerini düşünmek yenilmiş, Asyalı, Afrikalı, Güney Amerikalı, siyahi, sarı, esmer ırklar için AHMAKLIKTAN başka bir şey değildir diyor sanırım.
Bknz: Filistin, Gzze, Batı Şeria, Lübnan, Afganistan, Vietnam, Venezuela …
&&&
Yüzyılın Özeti…
Birey Haklar,ı tüm doğal grupları parçalama kampanyasının maskesi oldu.
Örneğin loncalara, komünlere ve federalizme saldırıldı. Dini cemaatlere ve parlamentoya, üniversitelere ve hastane başrahiplerinin ayrıcalıklarına karşı harekete geçildi.
Grupların ÖZGÜRLÜĞÜNDEN bahsedilemezdi, ancak Bireyin Özgürlüğü olacaktı. Aile de saldırıdan nasiplendi. Devrimci yasalar ailenin çözülmesine katkıda bulundu: Boşanmayı, mirası ve babanın OTORİTESİNİ düzenleyen devrim yasaları, Aile birimi için felaketti…
Toplum zaten parçalı durumdaydı; giderek daha fazla parçalandı.
Bu parçalanmadan, sosyolojik birim olarak ayakta kalan tek birim BİREY oldu. Ancak bu yalnızlık ona ÖZGÜRLÜK yerine en kötü kölelik biçimlerine razı olmayı getirdi.
Jacques Ellul, Teknoloji Toplumu, s:72
İşte son yüzyılın özeti. BİREYSELLİK, Özgürlük ve AKILCILIK akımları ile tüm bağları koparılmış, birliktelikleri, cemaatleri ve ailesi dağıtılmış olan “Bireyci Menfaat İnsanının” kendisine dayatılan her türlü Şahsiyetsizleştirmeye ve Kölelik biçimine BOYUN eğme süreci.
&&&
Epstein
Epstein’ın UÇAĞI 9 Kez Türkiye’ye gelmiş.
Uçağın ismi ne biliyor musunuz? “Lolita Ekspress”
2009 yılında mahkemeye resmen suç duyurunda bulunan bir kadın; “Virgin Adalarındaki Epstein’in malikanesinde sapiirk bir zümreye sunulan “küçük” kız çocuklarının getirildiği ülkeler arasında” TÜRKİYE’nin ismini de saymıştı.
Tabi bu iddia kanıtlanamadı.
Şimdi Epstein’ın uçağının Türkiye’ye 2010-2013 yılları arasında 9 kez geldiği İSPATLANDI.
2008-2016 Yılları arasında TÜRKİYE’de 104.000 (Yüz dört BİN) çocuk kayboldu. Ve Türk hükumeti 2016 yılından itibaren muhtemelen “halk üzülmesin” diye bu KONUDA açıklama yapmak yerine bilgi vermeyi durdurdu.
SAYIN yukarıdakiler DUYUYOR musunuz?
DUYMAK zor iş farkındayım zira duymak DUYGU ile ilgili. Kulaktan başka organlara da ihtiyaç gerektiriyor.
Peki işitiyor MUSUNUZ?
Bu uçakların bazı seferlerin SON ya da iLK durağı Türkiye…
Bu uçaklar TÜRKİYE’de ne yaptı?
Zeyl: Sahi depremde kaybolan çocuklar meselesi hakkında bilginiz var mı? Ne oldu o mesele?
