09 Ağu 25 - Cts 9:09:am
Koyu Açık

Blog Post

Fikir Yorum > Fikir yorum > Farkı Fark Etmek: İstişare Hayatımızın Olmazsa Olmazı

Farkı Fark Etmek: İstişare Hayatımızın Olmazsa Olmazı

 İstişareyi âlimlerimiz; görüşün mayalanması, akılların aşılanması, düşüncenin sağlam zemine oturtulması, bakış açılarının birbirine yakınlaştırılması ve sağlıklı bir sonuca ulaştırılması şeklinde tanımlamışlardır (Ebu’l Muzaffer es-Semani, Riyad;1417/1996,s,81).

      Gerçekten güzel bir tanım. Sanki arının çiçekleri dolaşarak bal yapması gibi.

      İslami terminolojide ise, hakkında kesin nas olmayan bir konuyu, bir Müslümanın, özellikle bir Emir sahibinin; ilim, liyakat, güvenilir ve takva sahibi kişilerle danışması şeklinde tanımlanır. Dikkat edilirse burada “hakkında nas olmayan bir konu” diye bir kısıtlama getirilmiştir. Çünkü hakkında nas olan bir konuda müslümanın takınacağı tavır ”işittik ve itaat ettik” demekten ibarettir.

İşte bu noktada demokrasi ile yollar baştan ayrılmaktadır. Üstelik kararın oluşmasında son söz, demokrasilerde çoğunluğun reyi istikametinde olduğu halde İslam’da bilgi ve vukufiyeti başkalarına nazaran daha geniş olan ve cemaatin sorumluluğunu yüklenen “Emir’e” aittir. Emir çoğunluğun görüşüne göre hareket edebileceği gibi, azınlığın görüşüne göre de hareket edebilir.

Hatta şahsi görüşünde de direnebilir. Fakat bu noktada çok dikkatli olmalı. Çünkü Emir sahibinin kendi görüşünü beğenmesini, Rasulullah(as) fitne alametlerinden biri olarak zikretmiştir. Bildiğim kadarıyla Rasûlullah(as) hayatında bir kere Hudeybiye musalahası sırasında kendi görüşünde ısrar etmiş ve karşı görüşte olanlara ben “Allah’ın elçisiyim” diyerek “kul olma” özelliğini değil “Elçi olma” özelliğini öne çıkarmıştır.

       İstişare her şeyden önce Yüce Allah’ın bir emridir:

       “…İş konusunda onlara danış,artık kararını verdiğin zaman da Allah’a dayanıp güven.Çünkü Allah kendisine dayanıp güvenenleri sever”(Al’i İmran ,159).      

        Peygamber(as)vahiy dışı konularda ashabıyla çok istişare ederdi. Ebu Hureyre (ra) bu konuda şunu söylemiştir: ”Ben Rasûlullah(sav)’den daha çok adamları ile istişare eden bir kimse görmedim”(Tirmiz’i,cihad,34).”Hatta peygamberimiz(as) eşleri ile aile içi problemlerin yanı sıra Hudeybiye musalahası sonrası yolda eşi Ümmü Seleme ile de istişare etmiştir.

Rasûlullah(sav) sahabelere kurbanlarınızı kesin ihramdan çıkın dediği halde anlaşmanın şartları gereği üzerlerindeki şok dolayısıyla sanki bu sözü hiç duymamış gibi  hareket eden sahabelere karşı peygamberimiz eşi Ümmü Seleme’ye danışmış oda kendisine sen kes onlar da keserler demiş ,böylece problem izale olmuş.

        Aslında, bildiğiniz gibi istişare konusu çok geniş kapsamlı bir konudur. Ben sadece bizi yakinen ilgilendiren ve çoğu kere ihmal ettiğimiz aile içindeki istişareden bahsetmek ve bu noktadaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle şunu ifade edeyim ki eğer istişare bizde bir hayat tarzı haline gelmemişse inancımızı ve teslimiyetimizi bir daha gözden geçirmeliyiz. Çünkü Rabbimiz ne buyuruyor: “Onların aralarında işleri istişare iledir” Ben bunu çok önemsiyorum ve bu işe de aileden başlanması gerektiğini düşünüyorum.

İstişare eden kişi, istişare ettiği kişiye değer verdiği için onunla istişare etmektedir. Dolayısıyla muhataplar arasında samimi bir ilişki oluşmaktadır. İstişareye başlamadan önce güzel bir istişare ortamı hazırlamalıyız. Herkes samimi bir şekilde hiç bir baskı olmaksızın konu ile ilgili düşüncelerini söyleyebilmeli ve düşüncelerinden ötürü asla kınanmamalı.

İşte evimizi böyle bir istişare yuvasına dönüştürmeliyiz. Eşler kendi görev ve sorumluluğu içinde saygı ve sevgi esasına dayanan bir üslupla problemi ortaya koymalı. Eğer bir sakıncası yoksa çocuklar da bu ortamda bulunmalı. Konuşmaya katılmak isteyenler olursa onlara da fırsat verilmeli. Unutulmamalıdır ki ilerde inşallah onlar da istişare heyetinin bir parçası olacaklar ve daha sonra da kendi yuvalarında bu işi devam ettireceklerdir.

Böylece istişare ortamında yetişen gençler gerek eğitimleri sırasında, gerek meslek seçimleri sırasında hatta daha önemlisi yeni bir yuva kurmak için eş seçimi konusunda ebeveynleri ile istişare etmeyi bir görev addedecekler ve bu anlayış kurulan yuvada da devam edecektir. Kur’an’ı ifadeyle “onların işleri istişare iledir” ilâhi emri tahakkuk etmiş olacaktır.

        Aile içi istişareyi sadece bir karar alma mekanizması olarak değil ayni zamanda bir dayanışma mekanizması olarak görmek lazım. Öyle konular olabilir ki karar vermekte zorluk çekebiliriz. Bunun için işin başında da, süreç içinde de ve sonunda da duadan uzak kalmamalıyız. İstişare etmek sorumluluğu başkasının üzerine atmak değil  sorumluluğu paylaşmaktır.      

         Bu gün boşanmaların çok olduğu, hatta İslami kesimde bile azımsanmayacak bir noktaya ulaştığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. Benim kanaatim bunun temel sebeplerinden biri istişare eksikliğinden veya hiç olmayışından kaynaklanmaktadır.

      Rabbim hayatını istişare ile idame ettiren kullarından eylesin.

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir