Sermaye der dururuz, nedir yahu bu “lanet” şey?
Bu bizim bildiğimiz üç beş kuruş “para”, biriktirdiğimiz beş on kuruş “tasarruf” değil baba!
Ölümüne rekabete tutuşmuş, büyümezse kesin ölecek olan “şey.”
Para, makina, teknoloji, kredi, üretim, pazar hakimiyeti, ihtiyaç karşılığı değil pazar için hayali üretim, reklam, pazarlama.. vs toplamı..
Üretip kar ettikçe karı sermayeye ekleyip büyüme, büyüme..
Sürekli yeni teknoloji yaratıp rakibi öldürme, üretim miktarını çoğaltıp maliyeti düşürme..
İşçiyi ucuza kullanma..
Erkek köleler akıllanıp sendika kurar pazarlık gücü edinirse
1: Mafyayla iş tutup cinayetler işleme
2: Sendika ağalarını satın alma
3: Kadına özgürlük numarasıyla erkek işçiye rakip çıkartma
4: meslek edindirme bahanesiyle aileyi parçalayıp çocukları da istihdam etme..
Şimdi sermaye bu.. insandan bağımsız.
İnsan, bu piyasaya bir girer pir girer. Bir eşik sonra kendisi kalamaz. Kendine yabancılaşır. Artık bu girişimci insan değildir…
Ey Ali Koç! Türk sermayesinin duayen aile mensubu!
Senin için din ve milliyet olmaz. Çünkü sen sen değilsin.
Şu sloganları duyduğun zaman
Bileceksin ki söyleyen insan değildir! Ya salaktır ya salağa yatmıştır:
İlerleme.. yatırım.. üretim.. kalkınma.. istihdam.. kazanç.. büyüme.. refah.. bilim.. teknoloji…
Biz bunları tanımaz bilmeyiz! Ama kulağa hoş gelir!
Üç adım sonra köleleştirildiğini bilmez insan. Çünkü kafeste doğanın kanatları işe yaramaz!
Baba bu sloganlar 300 yıllıktır. 400 yıllıktır.. biz bilmesek de..
Modernizm denen şeyin “vaatleri”dir.. uygarlıktır…
Dinle hele
1: 2024 yılı sonu itibarıyla küresel borç 325 trilyon $.
2: 2024 yılı sonu itibarıyla küresel üretim 110 trilyon $.
3: 2025’ başlarında küresel piyasada emisyon/basılmış para miktarı 140 trilyon $. Yani karşılıksız basılmış para hacmi…
Şimdi bu rakamları anlayalım:
1: Dünyada herkes borçlu.. kime?
2: çalış üret, eşşek gibi çalış üret.. borç bitmiyor artıyor. Borç borçla ödeniyor.
3: enflasyon, fiyat artışı bitmez, bitirilmez..
Aga! Aklın varsa fiziki maddi neyin varsa elinde tut.. sattığını geri alamayacaksın. Yeni bir şey alamayacaksın.. kölelik senin kaderin.. çünkü kafestesin..
Bu bir sistem.. müslüman hristiyan Budist ateist deist.. tanımaz.. Türk Amerikalı Rus bilmez..
Bu sistemi ayakta tutan iki ideoloji var: Milliyetçilik ve dindarlık..
Komünistler buna karşı çıktılar. Kendi kurdukları sistem adaleti, insanlığı getirmedi.. ve sistem bunları çözdü, çöplüğe attı..
Şunu da duy..
Bu sistemde 30 milyon $ ve üzeri parası olan “küresel yurttaş”tır, gerisi “maraba”dır..
Küresel yurttaşların sayısı (genelde) tüm ülkelerde nüfusun %1’idir..
Küresel yurttaşlara tüm dünyanın kapısı açık, diğerleri doğduğu yerde ölmeye mahkum..
Küresel yurttaşlar fabrika satın almaz, yatırım yapmaz..
Önünde makina, borsaya kayıtlı dünya şirketlerinin durumuna bakar, hisse alır, kar edip satar.. o fabrika ucuza insan çalıştırıyormuş, kaynakları tepe tepe kullanıyormuş, doğayı zehirliyormuş.. umuru olmaz..
Allah
İtaat etmeyin şunlara dediğinde, ne dediğini anlayanlar dünyayı değiştirdiler.
Ama artık tüm din sahibi dindarlar Maide 77-82 ayetleri gereği lanetlendiler.. çünkü zalimi destekliyorlar. Zorbalara itaat ediyorlar..
Roma’dan beri, belki daha evvelden de
Halkı uyuşturan ve itaate sevk eden “eğlence-kumar-spor-gazino-olimpiyat, görkemli mabet…” oyunları çok kullanışlı..
Türkiye’deki büyük stadyumlara bak anla!
“Eğlence” sanat olarak meşrulaştırıldı. Oysa bu sanatçılar ahlakı bozan, en alt sınıfa mensup, genelde göçmenlerden oluşan zibidilerdir..
Mekke’de zina edenler, karı satanlar, çıplak dolaşan kadınlar.. bu sınıftı.. yani günümüzün sanatçılarıydı..
Kimden edindiği belli olmayan çocuk sahibi karıları hatırlayın. Ayet anlattı bunları.. bunlarda sanatçı..
Sanat ne demeyin! Zanaatla karıştırmayın..
Bu yaşam biçimi hiç değişmedi..
Her yerde ve zamanda nüfusun ortalama %40’ı bozuktur.. eğlenceliktir..
Kalan %60 bu işlerden istifade edenlerdir.
İnsanlar arasından sadece Müslümanlar temiz kalanlardır. Pisliğe bulaşmayanlardır. Lut’a kavminin dediği buydu..
Bu işlerde değişim yok. Aynen devam.
Anlaşılamayan şey bu şey bu.. İslam’ı bozdular çünkü.. kitap ehli gibi..
Sokağa okula meydana işletmeye büroya aileye .. bakıp şikayetçi olanlar
Buraları kimin düzenlediğini sorgularsa Müslümanlığa ilk adımını atar.. yoksa kafeste kanat çırpar dururlar!
