Bismillah;
“İslamiyet bin bu kadar yıllık bir ağaçtır. Kökleri daima maziye bağlı fakat yaprakları mevsim, mevsim yenilenir. Bu milletin bağrına dikilen nice yabancı fidanlar kurudu. O kurumadı ve kurumak bilmez. Hele bahar gelsin, bakınız ne çiçekler açacaktır. Ona hizmet için yeni bahçıvanlar getiriniz. Etrafını temizleyiniz. Biliniz ki bu ihtiyar çok tazelerden kuvvetlidir.”
Muallim Cevdet
…
Yağmadan pay talep eden 3 ana kitle vardır:
1-Süper zenginler/kapitalistler denilebilecek çok küçük bir grup
2- Bürokratlar ve kadrolular.
3- Kadro statüsüne geçmek yada ÖDÜL almak isteyenler.
İkinci grup gözle görünür şekilde 3.’yü tehdit etmektedir. Bu iki grup arasındaki mücadele modern dünyanın normal ve gözler önünde olup bitenlerinin büyük çoğunluğunu açıklar. (Siyasi Partiler arasındaki savaşı kastediyor sanırım-AHÇ)
Birinci grubun ikinci grupla mücadelesi bu denli AÇIK seyir etmese de diğerinden daha az şiddetli değildir. Zira Süper kapitalistler (biriktiriciler-cimriler) önemli ölçüde ekonomik GÜÇ kaynaklarını kontrol ederlerken, kadrolar kitlesi de büyük ölçüde siyasi güç kaynaklarını kontrol ederler. Bu iki kesim arasında büyüyen gerilimler (kur oranları, faiz oranları vs) dünya finans manipülasyonlarında görebileceğimiz gibi, genelde halkın önünde cereyan etmez.
Immanuel Wallerstein, Sosyal Bilimleri Düşünmemek, s:36
Toplumların kaynaklarını 3 kesim HORTUMLAR:
– Paranın gücü ile büyük kitleleri sömüren süper zenginler
– Siyasetin gücü ile Süper zenginleri sıkıştırıp sömüren Bürokratlar
– Halkın desteğini alarak veya KADROLULARI tehdit etmenin bir yolunu bularak KADRO ya da ÖDÜL almak isteyenler.
Gerisine bunların aralarındaki kavgaları seyretmek, YAĞMALARINI izlemek meseleyi anlamadan TARAF olmak kalır diyor sanırım.
Bütün bu YAĞMA kavgası VATAN, MİLLET, ALLAH, ATATÜRK, DİN, İMAN örtülerinin altında yapılır.
İsrail’in oynadığı önemli bir rol de, Amerika’nın kendi savaşlarında kullanacağı askeri donanımı, İsrail’in devam eden istilalarında test etmesiydi.
İsrail, muhtemelen İran’ın istilasında kullanılacak Amerikan yapısı sığınak delici bombaların saha testini Hizbullah üzerinde yapmıştı.
…
İsrail’in işleri kendi yarattığı Ortadoğu’nun kaosunda canlanmıştı.
O terörden mustarip dünyaya “savaşın ortasında nasıl güvende ve mutlu yaşanacağını hatta dışardaki kaostan zevk alınacağını öğretiyordu.”
Şehirler giderek daha tehlikeli hale geldiklerinden sadece Amerikan elitleri değil, dünyanın her tarafındaki zenginler için, Ortaçağ Yahudi Gettolarını hatırlatan etrafı çevrili, özel kimlik kartları ile girilen kapısında güvenliğin beklediği, yüksek güvenlikli siteler ortaya çıkmaya başladı.
İsrail bu işlerde en tecrübeli ülkeydi.
Eric Walberg, Postmodern Emperyalizm, s:239
Filistin, İsrail’in AMERİKAN
Rusların Sputnik Haber Sitesi;
İran’lı Uluslararası ilişkiler uzmanı Ali Şir Yezdani ile yaptığı röportajda Yezdani ” Ukrayna’da Rusya’ya karşı yabancı paralı askerlerin varlığı, Ukrayna ordusunu Rusya’ya karşı destekleme ve güçlendirme girişimi ABD’nin savaşa doğrudan katıldığı ve müdahil olduğu anlamına gelir” demiş.
Malumunuz günlerdir haber siteleri Kuzey Kore’nin Rusya’ya yolladığı 10-12 Bin kişilik askeri grubu konuşuyor ve
Kuzey Kore’nin de savaşa dahil olmuş sayılacağından bahisle Kuzey Kore’nin vurulmasının da meşru sayılabileceğini ima ediyorlar.
Ancak kimse ABD ve diğer Batılı ülkelerin Ukrayna’ya silah ve asker yardımı yaptığından, onların da vurulabileceğinden bahsetmiyor.
Batılı STANDARTLAR hep iki YÜZLÜ olmuştur. Avrupalılar için uygulanan standartlar ile GELİŞMEMİŞ ya da azgelişmiş, 3. Dünya ülkelerinin standartları aynı değildir.
Zeyl: Sahi neden Sputnik’in haber sitesi hala SANSÜRLÜ?
Haberin Sputnik’teki adresini verince neden haber engelleniyor?.
https://ua.usembassy.gov/united-states-announces-significant-new-military-assistance-for-ukraine
Rusya’nın Oblastı’sında BAŞÖRTÜSÜ yasağı.
Rusya’nın Vladimir Oblastı eyaletinde eğitimden sorumlu yetkililer bir genelge yayınlayarak örgün eğitimde yer alan öğrencilerin yüz ve başlarını örtmesi yasaklandı.
Rus’un gavurlarının Müslümana kini nüksetmiş anlaşılan.
Cephede Çeçenler, Karakıtaylar, Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler Rusya için savaşırlarken içerden böyle bir şey yapılmasını ben PUTİN’İn yerinde olsam vatan hainliği sayardım.
Hiç Amerikalılar, İngilizler kendileri için ölen Müslümanlara başörtüsünü yasaklıyorlar mı?
Kafanız çalışmıyorsa bari ABD’lilerden ders alın.
https://www.indyturk.com/node/747727/dünya/rusyaya-bağlı-bölgedeki-okullarda-başörtüsü-yasaklandı
…
Suud, tartışmalara neden olan DEV KÜP Şehrin inşasına başladı.
İsmi Yeni Murabba (Yeni kare) konulan binanın, her bir köşesinin 400 metre uzunluğunda ve içine 20 tane Empire State Binası’nın sığabileceği kadar büyük olması planlanıyor.
Raporda, küp şeklindeki cazibe merkezinin “dünyanın ilk tamamen kapalı gökdelen şehri olmasının yanı sıra, konukları dünyanın farklı bölgelerine götüren otel odalarının holografik görüntülerini gösteren bir kubbeyi de içereceği belirtiliyor.
New Murabba’nın CEO’su Michael Dyke, “İçerideyken kubbeyi göremeyeceksiniz” diyor “Serengeti’de yatağa girebilir ve New York şehrinde uyanabilirsiniz. Koklayabilir, hissedebilir ve dokunabilirsiniz.”
Ancak, Mukaab’ın (küpün) şekli, kutsal şehir Mekke’deki Kabe’ye benzediği için bazı kesimlerden eleştiri aldı.
Mukaab, Suudi Arabistan’ın önümüzdeki yıllarda gerçekleştirmeyi hedeflediği iddialı projelerden biri. Bunlar arasında
– 170 km uzunluğunda 150 metre genişliğinde düz çizgi şehri
– Kızıldeniz’de su üzerinde yüzen sekizgen bir şehir
– Katlanmış dikey bir köye sahip bir kayak merkezi
– Sindalah adlı Kızıldeniz’de lüks bir ada
– Yerden 350 metre yükseklikte bir stadyum gibi projeler yer alıyor.
Zeyl: Devasa servetlerinizin olması, Büyük hazinelerinizin olması, altından dağlarınızın olması YETERLİ değil ki… Onunla ne yapacağınızı bilmiyorsanız, ne üreteceğiniz hakkında bir fikriniz yoksa, hikmetiniz irfanınız HAYIRLI bir hedefe yönelmeye yetmiyorsa ne yapabilirsiniz ki?
Çağırırsınız Batılı CEO’ları, mühendisleri; oraya bir beton dökersiniz, buraya bir beton dökersiniz, büyük iş yaptım sanırsınız.
https://www.middleeasteye.net/news/saudi-arabia-construction-mukaab-central-riyadh?
Arap Liderler: “İsrail mutlaka HAMAS’ı yenmeli”
ABD’li gazeteci Bob Woodward’ın SAVAŞ isimli kitabı yayınlandı.
Kitaba göre 7 Ekim’den sonra ABD Başkan yardımcısı Yahudi asıllı Blinken’le bazı Arap liderler arasında geçen konuşmalar:
– 13 Ekim 2023 tarihinde Amman’da Ürdün Kralı Abdullah, Blinken’e “İsrail’e Hamas’a güvenmemelerini söyledik, Hamas Müslüman Kardeşler’dir, İsrail Hamas’ı yenmeli. Bunu herkesin önünde söyleyemeyiz ancak Hamas’ın yenilgisini destekliyoruz.”
– 14 Ekim 2023’te Blinken BAE’yi ziyaret edip Muhammed bin Zayed ile görüştüğünde emirin kendisine “Hamas ortadan kaldırılmalı… İsrail’e Hamas’ı ortadan kaldırması için zaman tanıyabiliriz, ancak önce Gazze’deki şiddet ve yıkım görüntülerinden vatandaşlarımızı sakinleştirmemize yardım etmeli, yardım getirmeli, güvenli bölgeler kurmalı ve Batı Şeria’daki yerleşimcilerin şiddeti kontrol edilmelidir. İsrail vatandaşlarımıza yardım etsin, biz de Hamas’ı ortadan kaldırması için ona alan verelim” dediğini iddia ediyor.
– 14 Ekim 2023’te Blinken Suudi Arabistan’ı ziyaret ettiğinde Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan El Suud, “İsrail’in Hamas’a güvenmemesi gerekirdi (tedbirli olması gerekirdi anlamında sanırım-AHÇ) halbuki Netanyahu bizi defalarca uyarmıştı.”
– Aynı toplantıda Suudi Dışişleri Bakanı, “Terörist gruplar yalnızca İsrail’i ortadan kaldırmaya çalışmıyor, aynı zamanda diğer Arap liderlerini de devirmek istiyorlar. İsrail operasyonunun tüm güvenliğimize ne yapacağı konusunda endişeliyiz. Hamas’tan sonra gelecek olan daha da kötü olabilir.” diyerek devam etti.
– Ertesi gün Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşen Blinken’e Prens, “7 Ekim’in neden olduğu sorunların ortadan kalkmasını istiyorum. İsrail ile normalleşmeden önce bir Filistin devleti kurulmalı. Bunu istemiyorum ama normalleşmeyi haklı çıkarmak için buna ihtiyacım var. İsrail ile normalleşerek Vizyon 2030’a geri dönmek istiyorum. İsrail ile normalleşmemiz için önce Gazze’nin sakinleşmesi gerekiyor.”
– Blinken ABD’ye dönmeden önce Mısır Cumhurbaşkanı SİSİ ile görüştü ve Herkesin yanlarından uzaklaşmasını istediği bir anda Blinken’e “sadece İsrail ile barışı korumak istediğini” söyledi.
-Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kamel daha sonra ABD heyetine Gazze’nin altındaki tünellerin derinliği ve kapsamı hakkında önemli bilgiler verdi. Onlara Hamas’ın Gazze’de yerleşik olduğunu ve onu ortadan kaldırmanın zor olacağını açıkladı. “İsrail Gazze’ye bir anda girmemeli, bunun yerine aşamalı olarak girmeli. Hamas liderlerinin tünellerden çıkmalarına izin vermeli ve ardından hepsinin kafasını bir anda kesmelidir.”
Eğer Mısır, Suud, Ürdün, BAE destek vermeseydi (Türkiye’nin de lojistik desteği olmasaydı İSRAİL bir tek gün ayakta kalabilir miydi? sanmıyorum)
Sanırım İsrail’in yenilmesinden NETANYAHU’dan daha fazla korkuyor Arap liderler.
Zihnen yenik taklitçiler ibadete yaklaşımlarında Batılı efendilerini de aşmış İslam toplumunun geri kalmasında temel sebep olarak ibadetleri görmüşlerdir.
Onlara göre taat (ve biat) ahlakı adını verdikleri bu şeylerden hiç bir kayıtlamaya ve kategorik ayrıma gitmeden kurtulmak gerekir. Ne hikmetse insanın, hayatın içinde ibadete, ibadet ahlakına kayıtsız kalıp kalamayacağı konusu hakkında hiç kafa yormak akıllarına gelmemiştir.
Halbuki insan, kendi iç dünyası ile kurmuş olduğu iletişim de dahil olmak üzere içinde bulunduğu tüm davranışlarda dışarıya ve hatta ondan kat kat fazlası ile nefsine ve hevalarına yani kendi arzularına İTAAT halindedir.
Halbuki İslam taate/ibadete yönelik iki kesin kısıtlama getirmiştir:
1- sadece Yaratıcıya itaat edilecektir.
2- Yaratıcıya itaat etmeyen yöneticiye ya da arzulara itaat söz konusu olamaz.
Abdurrahman Taha, Seküler ahlakın Sefaleti, S:317
Halbuki seküler dinler ve DEVLET dininde itaat sınırlandırılmamıştır: Memursan , askersen, işçiysen, PARA ALIYORSAN, kıdemsizsen verilen her işi yapar emre itaat edersin. Allah ya da din kişiyi sınırlayamaz. Sorumluluk emri verene ait olarak görülür.
Diğer taraftan SEKÜLER dinler ve DEVLET dinleri eğer başkasına zarar vermiyorsan KENDİNE veya razı olana dilediğin zararı verebileceğini düşünürler. Zira ZEVK ve ŞEHVET ve BENCİLLİK ve EGO tapınılacak KUTSALLAR olarak ibadet edilmesini beklemektedirler. Onlar da Tanrı tarafından sınırlanmaktan hoşlanmazlar.