Verseler dünyayı göz doymaz gönül açılmadan
(Dünyayı sana verseler bile, eğer gönlün (kalbin, ruhun) tatmin olmamışsa, gözün doymayacaktır.)
İzz ü cahın kesreti belki felakettir sana
(İtibarın ve şöhretin çokluğu belki de senin için bir felakettir.)
Bir kıla malik misin, kendi vücudun sandığın
(bedenin sandığın şeyden bir kıla (kıla: saç teli) bile sahip misin gerçekten?)
Cümle aza-i vücudun bir emanettir sana
Vücudunun bütün organları sana emanet olarak verilmiştir.
Devlet-i dünya nasibinse gelir, olma melül
(Dünya nimeti kaderinde varsa gelir, üzülme (melül olma).)
Gelmediyse hale razı ol ki devlettir sana
(Dünya nimeti gelmediyse, haline razı ol; bu senin için gerçek nimettir.)
Can u ten bekasız bir vedattır sana
(Can ve beden kalıcı değil, geçici bir misafirliktir sana.)
Sen seni bilmek bahasız bir saadettir sana
(Kendini bilmen büyük mutluluktur sana)
Osman Kemali Baba
Estetik Kaygısı Neyin Perdesi
Estetik ve psikiyatrinin suiistimali, kanaatimce en tehlikeli olanlardandır.
Mesela bugün İstanbul’un tüm sokaklarını çiçeklerle donatıp yoksulluğu estetize edebilirsiniz. Zira insanların AHLAKİ kaygıları zayıfladıkça estetik kaygıları öne çıkmakta.
Kim bilir her sokakta çiçek görmek istememizin belki de sebebi budur.
Abdurrahman Arslan, Zaman Dışı Konuşmalar, s:213
İnsanlarda insani ilişkiler zayıfladıkça, Bencillik ve egoizm arttıkça kedi, KÖPEĞE olan düşkünlük artıyor.
Ahlaki endişeler azaldıkça GÖSTERİŞ, estetik endişeler artıyor
Yani ÇİÇEK gibi insanların boşluğunu ortalığı kedi köpek ve SÜSLER ile doldurarak kapatmak istiyoruz, diyor sanırım.
Sıradanlık Kemâlâtın Vasfıdır
Olasılık bolluğu yazgılarda erozyona yol açar. Tıpkı bilgide rastlanan erozyonun nedeninin aşırı haber/bilgi ya da cinsellikte meydana gelen erozyonun nedeninin yasağın kaldırılmış olması gibi. vs.
Sürekli KENDİ kimliklerimizi inşa etme çabası öylesine bireyselleşmiş öylesine atomlaşmıştır ki bunun yerine bir şey koyabilmek olanaksız hale gelmiştir. Kimlik yokluğu bir tür ötekilik simülarkına yol açmaktan başka bir şey yapmamaktadır.
Jean BAudrillard, Şeytana Satılan Ruh, s:58
Bir konuda bir fikriniz varsa o kıymetlidir ancak aynı konuda 10 farklı hipotez, 20 farklı iddia, 40 farklı isimlendirme duyduğunuz zaman BİLGİLENMİŞ Olmazsınız, fikren kilitlenmiş olursunuz. BU kadar çok bilginin içinden SAHİH olana ulaşmak, sahih olanı fark etmek mümkün olmayabilir. Sahih bilgi çöplere karışıp kaybolur.
İnsanın kendini BİREY olarak, ÖZEL biri olarak, FARKLI biri olarak gösterme çabası ortalıkta bir sürü FARKLI, bir sürü BİREY, bir sürü ÖZELLL insan olduğunda boşluğa düşer. Herkes kendini ÖZEL biri ilan ettiği yerde en kıymetlilerin bile çöpleşmesi zorunlu olur
ortada kocaman tatmin edilmemiş bir KİBİR ve EGOLAR yığını kalır diyor sanırım.
Zeyl: Hz peygamberin Kitab-ı Kerim’de “o içinizden biriydi” diye övülmesi; Hz Peygamberin kendisini “kurutulmuş et parçası kemiren “Herhangi” biri” olarak tanıtması”nın altını çizmek istiyorum.
Zira Sıradan ve herhangi biri gibi biri olmayı nefsine kabul ettirebilmek, kibrini ve egonu bu yolda terbiye edebilmek ancak İnsan-ı Kamillerin işidir. Diğerleri KÜÇÜK TANRICIKLAR olmaya çalışan kibirli egoist cahiller/doğru histen mahrum olanlar sürüsüdür, sanırım.
