Kur’an’da en temel konulardan biri olan “ibadet”, insanın Allah ile ilişkisini belirleyen ana kavramdır. İbadet kelimesinin kökü olan “abd”, sözlükte “itaat etmek, boyun eğmek, tevazu göstermek ve bir ilaha yönelmek” gibi anlamlar taşır. Arapçada bu kök hem “yumuşaklık ve tevazu”, hem de “şiddet ve zorlama” anlamlarıyla ilişkilidir; yani bir varlığın başka bir varlığa bağımlılığını ve teslimiyetini ifade eder.
İslam literatüründe ibadet iki ana anlam taşır:
“Genel anlamda”, insanın Allah’ın rızasına uygun olarak yaptığı her davranış ibadettir. Günlük hayatta yapılabilecek tüm iyi işler —doğru söz, infak, anne babaya iyilik, topluma faydalı davranışlar, hatta yemek içmek gibi doğal işler bile niyet doğruysa— ibadet sayılır.
“Özel anlamda” ise ibadet; namaz, oruç, zekât, hac gibi Allah ve Resulünün belirlediği belirli davranış biçimleridir.
Pek çok âlim ibadeti farklı yönleriyle tanımlamıştır; ancak hepsinin ortak noktası şudur: İbadet, “sevgi, saygı, tevazu, korku ve yönelişin birleştiği”, insanın nefsinin arzularını bırakıp Allah’a yönelmesiyle gerçekleşen bir eylemdir. Böyle bakıldığında ibadet sadece şekil değil, kalbin ve niyetin Allah’a yönelmesidir.
Kur’an’da ibadet kavramı yalnızca “ibadet” kelimesiyle ifade edilmez. “Dua, zikir, salât, tesbih, nüsük, inabe, kunut” gibi başka terimler de ibadet anlamı taşır. Bu, ibadetin ne kadar geniş bir anlam alanına sahip olduğunu gösterir.
Kur’an’da ibadet farklı bağlamlarda çeşitli anlamlara gelmektedir:
“1. Tevhid:” Birçok ayette “Allah’a ibadet edin” ifadesi “Allah’ı birleyin” anlamındadır. Peygamberlerin tebliğlerinin özü de zaten bu çağrıdır.
“2. İtaat:” Kur’an’da ibadet çoğu zaman Allah’a “itaat etmek”, O’nun hükümlerine teslim olmak anlamındadır. “Şeytana ibadet etmeyin” buyruğu da şeytana uymayın, ona itaat etmeyin demektir.
“3. Kulluk — kölelik:” Bazı ayetlerde ibadet kelimesi “kullarım” şeklinde doğrudan kul anlamında kullanılmıştır.
“4. İlah edinmek:” Dua etmek, yardım istemek, sığınmak gibi yönelişler ibadetin özüdür. Bu nedenle Kur’an’da Allah’tan başkasına yönelerek yardım dilemek de “ibadet etmek” olarak nitelendirilmiştir.
“5. Dua:” Dua ve ibadet iç içedir. “Bana dua edin, icabet edeyim” ayetinde dua kelimesi ibadet anlamında kullanılmıştır.
“6. Boyun eğmek:” İbadetin temelinde tevazu vardır. Tevazu ve alçakgönüllülük olmadan yapılan şekli ibadetler Kur’an’da eleştirilmiştir.
“7. Salih amel:” Salih amel ve ibadet çoğu zaman eş anlamlı kullanılır. İnsanların yaratılma amacı, ayetlerde hem “ibadet” hem de “güzel amel” şeklinde ifade edilmiştir.
Kur’an’da ibadetin önemi çok geniş bir çerçevede anlatılır. İnsan Allah tarafından değer verilen bir varlıktır ve yaratılış amacı Allah’a kulluk etmektir. Peygamberler de kavimlerini bu temel gerçeğe çağırmıştır. Hidayet ve kurtuluş, yalnızca Allah’a ibadet etmekle ilişkilendirilmiştir.
Kur’an, ibadetin sadece şekilsel yönüne değil, “ihlâs ve içtenliğine” büyük önem verir. Aynı ibadeti yapan iki kişi niyet farklılığı nedeniyle tamamen farklı sonuçlar alabilir. Mescid-i Dırar örneğinde olduğu gibi, şekil olarak ibadet yapılsa da niyet bozuksa Allah bu ibadeti kabul etmez.
İbadet yalnızca Allah’a mahsustur. Melekler, peygamberler, veliler, bilginler, hükümdarlar, cinler gibi hiçbir varlığa —amaç ne olursa olsun— ibadet edilemez. Dua, tevekkül, sığınma, yardım talebi gibi ibadet türlerinden birini Allah’tan başkasına yöneltmek Kur’an’a göre açık bir sapmadır. Aynı şekilde Allah’ın hükmü dışındaki hükümlere kayıtsız teslimiyet de ibadet niteliği taşıdığı için reddedilmiştir.
Sonuç olarak, Kur’an’da ibadet çok geniş bir kavramdır ve sadece belirli ritüellerle sınırlı değildir. İnsan hayatının neredeyse her alanına yayılır; niyetle birleştiğinde her davranış ibadet olabilir. Kur’an’ın başından sonuna kadar ibadet, Allah–kul ilişkisinin merkezinde yer alır. İbadet insanın hem yaratılış amacı, hem iç huzuru, hem de ahiret kurtuluşunun yoludur.
Tahir Altun, . (2020). KUR’AN’DA İBADET KAVRAMI. Genç Mütefekkirler Dergisi, 1(1), 34-68
Makalesinden özetlenmiştir.
