Kur’an’da “cuma namazı” diye bir salat ve vakit yok! “Cuma toplantısı” var: Müminlere “çağrıldığınızda koşun” emrinin uygulanış biçimi sünnet var!…
Doğasında toplu yaşamaya, bir şekilde uzlaşmaya ve birlik olmaya koşullu insanlar siyasi sosyal, iktisadi mali, medeni hukuki işlerini görüşmek, tartışmak ve karar almak üzere “toplanırlar”:
Toplantı ya doğrudan katılım şeklinde yahut temsil yoluyla yapılır: Toplantı mekânı toplumsal kültüre göre değişir ve hemen tümünde “kutsal”dır: Çünkü buralarda alınan kararlar orada yaşayan herkesi ilgilendirir, infaz gücüne haizdir…
Müslümanlar cuma toplantılarını mescitte yapardı; Hristiyanlar pazar günü Kilisede, Yahudiler cumartesi günü Havrada; kent devletlerinde şehir meclislerinde, bir çok kentten oluşmuş krallıklarda parlamento denen meclislerde veya saraylarda; Mekke kent devletinde Dar’un Nedve’de.. toplanıldığı gibi…
Bu toplantılar aile üyelerinin, şirket ortaklarının, ordu mensuplarının, okul öğrencilerinin, mabet cemaatinin.. toplantıları gibi değildir. Çünkü bunlar mekânı, kapsama alanı ve kararları üyeleriyle ve mesleki işleriyle sınırlı toplantılardır: Yukarda sayılan “büyük meclis toplantısında” alınan kararlara bağlıdırlar…
Müslümanların Cuma toplantısı “toplu buluşma, Allaha yakarış, vahyi zikir, ibadet” ile başlar; toplumsal işleri görüşüp kararlaştırmak ve sorunları çözmek için “hutbe” ile biter.
Cuma toplantısını müminlerin emiri veya vekilleri yönetir: Çünkü toplumsal işlerden yetkili kılınanlar, kararları icra edecek olanlar ve yanlış yaptıklarında hesaba çekilecek olanlar bunlardır…
Cuma toplantılarının mahiyet ve şekil değişimi hilafetin saltanata dönüşümüyle başladı. Bu değişim giderek yerleşik hal aldı ve bu gün bilinen “cuma namazı”na dönüştü…
Bir beldede yaşayan toplumun tümünü ilgilendiren kararları almak için yapılan toplantılar, toplantı mekânları önemlidir: Karar alıcıların tayinle veya seçimle gelmesi detaydır.
Alınan kararların neye dayandığı; hangi hukuk sistemine veya örfi hukuka mı dayandığı esastır: Karar alıcıların denetimi ve yetkilerinin mutlak yahut mukayyet olması bu dayanakla irtibatlıdır.