بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجاًۙ
Kim Allah’tan sakınırsa (takvalı olursa) Allah ona bir çıkış yolu gösterir
وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِ فَهُوَ حَسْبُهُؕ
Kim Allah’a dayanıp güvenirse Allah ona yeter
وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مِنْ اَمْرِهٖ يُسْراً
Kim Allah’a saygısızlıktan sakınırsa Allah ona işinde bir kolaylık verir
وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّـَٔاتِهٖ وَيُعْظِمْ لَـهُٓ اَجْراً
Kim Allah’a saygısızlıktan sakınırsa Allah onun kötülüklerini örter ve ona büyük bir karşılık verir….
………………
Ayetlere konu mevzuyu tefsir edelim mi?!
Sıralanan ayetleri nasıl anlamalı?
Düz metin okuması, zahiri mana, mealiyle okuyup geçmek ayetlerdeki muradı “anlamak” olur mu?
Kur’an’ın en büyük özelliklerinden biri, kendini tefsir etmesidir: Sure dizilişlerinin beşeri etkinlik olmadığını bilenler, surelerin sıralanmasında bir öncekini bir sonrakini tefsir ettiğini, açtığını, detaylandırdığını da bilir. Hatta sure içlerinde sure başı-ortası-sonu ile bağlantı kurulduğunu da bilir. Sure içlerinde alakasızmış gibi görünen ayetlerin, kavramların, tartışmaların, reddiyelerin, korkutma ve müjdelemelerin böylece bir bütünlük sağladığını da görür..
Namazda okunan surelerin birbirini takip eder biçimde okunması veya üçer sıra atlayarak okunması tavsiyesi/fıkıh prensibi bu nedenledir..
Ayetler, sureler birbirini tefsir ediyorsa (bütünsel okuma denen şey)
Allah’ın muradını anlama kolaylığı sağlar..
Yukarda ayetler örneğinde Allah ne murat ettiğini nasıl anlayacağız! Bi şey murat edilmişse, muradı detaylandıran hususlar neler? Ne yapılır, nasıl yapılırsa uyarı yerine getirilmiş olur, bu detaylar nerde? Ayetleri sıralayıp geçmek, okuyup geçmek yeterli mi?
Eklemeli ki, Kur’an örneğinde yazılı metin okumakla ezberden okumak arasında ciddi fark oluşur.
Yazılı metni/sureyi okuyan biri, yazı kurallarına uyacak, sahifede kalacak, surede söylenenlerle sınırlı okuyacak. Sürede bahsedilen konuların başka sürede açıklandığını, tahsis edildiğini, genel özel olduğunun Kur’an bütünlüğündeki yerini bilmeyecek..
Burayı anlaması için iyi kötü 10-15 yıl Kur’an okuyor ve alışkanlık ediyor olmalı ki, okuduğu surede bahsedilen konuların ileriki sayfalarda birleştiğini anlasın, sayfaları çevirip o sayfadaki süreyi bulması mümkün olsun.. Ezbere okuyanda bu sorun olmaz. Okuduğu bir surede bahsedilen konuyla ilgili diğer ayet ve sureler hemen aklına gelir, bunları birleştirir, hepsini birden okumuş olur. Hafızlığın böylesi bir kolaylığı var..
Fakat bizdeki hafızlık sisteminde bu usul, bu anlayış yoktur çünkü öğretilmez. Kasten mi öğretilmez, yüz yılların örfü müdür bilinmez! Çünkü bir kavramsal sistematiği olmaz, bir değersel sistematik düşünüşü bilmez!..
Yukardaki ayetlerde “takva-saygı-saygısızlık” kavramları ana tema.. Peki, nedir abi bu takva, saygı, saygısızlık.. Biz günlük hayatta bi dolu iş yapıyor, bi dolu ilişki kuruyoruz. Bir sürü şeye karar veriyor, tercih yapıyoruz. Bir işi bitiriyor diğerine başlıyoruz.. Sanat, ticaret, politika, evlilik, miras.. falan yapıyoruz. Dostluk düşmanlık sahibi oluyoruz. Seviyor nefret ediyoruz.. vs vs
Buralarda neyi nasıl yaparsak takvalı-saygılı, nasıl yaparsak saygısız oluyoruz?
Namazda oruçta vs saygılı/takvalı olurken, ticarette politikada meslek hayatında vs takvasız/saygısız olabiliyor muyuz? Bu nasıl mümkün oluyor, neden oluyor? Bu ikiliği nerden çıkartıyoruz?
Pratik örnek, anlaşılsın için diyorum yanlış yere çekilmesin! “İtaat etmeyin şunlara” diye vasıfları sayılanlar bu gün yok mu? Varsa bunlara itaat ediyor muyuz? “Zalimlere destek olmayın” buyruğundaki zalimler kim, bunlar tarihte mi kaldılar, bu günde varlar mı? Varsalar bunlara destek oluyor muyuz?
Ayetteki zulüm ne ki biz şaşkın şaşkın kendi zalimimize destek olabiliyoruz!..
Kur’an’ı bütüncül okumak deyince, bunu sadece laf ola beri gele cinsinden tekrar ettiğimiz nasıl da açığa çıkıyor!
Kur’an’daki son surede ne diyor, “insanların rabbinden, melikinden, ilahından sana sığınırım”..
Abi kim bunlar? Boyları iki metreden uzun olan, kiloları yüzden fazla olan, erkek olan, zengin olan… lar mı?
Nasıl tanıyacağız bunları? Yoksa bunlar miladi 600’lerde kaldı da bizim zamanımızda yok mu?
“Kur’an okuru ne okuyor allasen”
Diyesi geliyor insanın! Bunlar “bir vahiy okuduğunu biliyor olsa da, abdest alıp sevap kazanacağını düşünerek Arapçasıyla okusa veya huşu içinde dinlese!” Diyorum, bari!
Okuduğunu dinlediğini anla diyoruz ama bu prensibi ilk terk eden “ayetleri telaffuzuyla-düz okumayla” anlamaya çalışıp okuyanlar!
Benim nesil Kur’an’ı nasıl okudu?
Kafasında kavram ve konu başlıkları oluşturdu.. ilgili ayetleri buldu.. sıraladı.. müsait yerlerde tekrarladı.. ders konusu, konuşma konusu yaptı.. ve alim oldu! Dinleyicileri veya takipçileri “vay be” dedi, “ne alim!!”
Kur’an böyle okundu bizim nesilde! İtirazı olan varsa buyursun; dinlerim. Halt ediyorsun diyen olursa istifade ederim..
Ama bu alimlerin peygamber varisleri olmadığına kalıbımı basarım!! Çünkü hayatları ve ilişkileri Kur’an’dan istifade edenleri, kendini düzeltenleri andırmıyor!
“Kur’an bir hayat kitabı, bir hayat nizamı rehberi” diyenlerin
hayatı nasıl anladıklarını ve yaşadıklarını hep merak etmişim! Bunlar bizim gibi fanilerin yaşadığı hayatın dışındalar! Sanırsın başka bir hayatta yaşıyorlar!
Baba bu ne Kur’an okumak o zaman?
Pratik örnek verelim!
“Terörsüz Türkiye” dediler! “Barış süreci” dediler. Ve mecliste bir komisyon topladılar, adına
“milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi” dediler.
“Şeyi adıyla konuş” prensibine riayet ederek komisyona verilen ada bakalım;
“Milli dayanışma”
“Kardeşlik”
“Demokrasi.”
Yani “bunlar bu memlekette yok, biz inşa edeceğiz!!!”
İyimser ihtimalle “varda eksik, ikmal edeceğiz!!”
Şeyin adı konmuş. Ne yapılacağı, neye dayanarak nasıl yapılacağı ilan ve taahhüt ediliyor!
Kardeşlik ama milli temelde.. (Din daha baştan devre dışı.. ezilenler sınıfını savunan sosyalizm daha baştan devre dışı)
Bu temelde dayanışma için kararlar alınacak, yasalaşması için meclise sunulacak.
Meclisin iradesi var mı? Herkes bilir ki hayır. Başta saray, ardından parti liderleri ne derse ona göre karar verilecek.
Demokrasi kelimesi, sadece uluslararası sisteme, bu işe müdahil olanlara bir mesajdır. (Demokratik çözümü tartışmayacağım.)
Bi şey deyip geçeyim:
Komisyonda konuşulanlar zapta geçecek, zabıtalar üyelere verilmeyecek, sadece meclis başkanında bulunacak, 10 yıl boyunca kimse açıklama yapmayacak.. komisyon oturumları gizli yapılacak..
Baba bu iş memlekette yaşayan herkesi alakadar ediyor.. toplantı gizli olacaksa komisyona ne gerek vardı, mecliste kapalı oturumlarda yapılırdı bu iş..
Bilgi yok, tartışma yok.. hiç kimseye sorulduğu yok.. sanırsın mesele dar bir zümrenin meselesi..
ulen demokrasi bunun neresinde! Yazık değil mi demokrasiye!!
Çocuk mu kandırıyor bunlar?
Bir: bu mesele, meseleyi mesele yapanların meselesidir.. bunlar çözüm istiyorsa bir haftada çözer..
Demek ki çözüm falan hikâye! Koca koca adamlar, halka önemli bir iş yaptıklarını pazarlıyor!
Peki.. şu Kur’an okuyucularını bu mesele ilgilendirmiyor mu? İlgilendiriyorsa olup bitenler hakkında, mesele hakkında, çözüm adına ne diyor?
Ben edebildiğim kadar takip ettim bunları, ne dediklerini görmek için: Liberal demokratik çözümleri sıralıyorlar! Hiç utanmadan! Hiç arlanmadan!
Bi kaçına kızdım, bana ne dediler biliyor musunuz? “Ne yani kan mı dökülsün? Terör devam mı etsin? Barışı istemiyor musun?…” Yuh. Bin kere yuh.. daha meseleyi kavramamış, daha bu çözümün çözümsüzlük olacağını kavramamış!
Sallıyor! Rüzgar ne yandan eserse o yana uçuyor!!
Bizi en iyi tarif eden ve şeklen gösteren şey nedir bilir misiniz?
Bi kaç gün önce yapılan, diyanet başkanının-Bilal Erdoğan’ın, Selçuk Bayraktarın, Mehmet Güney’in önde göründüğü Filistin gece yürüyüşü! Destek veren İslamcı STK’lar!
Ben ilkin bunlar muhalif, bunlar CHP’li, bunlar Filistinli, bunlar sosyalist falan zannettim!!!
Sonra biri dedi ki “olim sen aptal falan mısın? Mitingi tertip edenlere, yürüyüşte önde olanlara baksana bi!!”
Abi bunlar protesto edemez mi saflığında bulundum, “sen harbi salakmışsın” demez mi?!
Şimdi birileri diyecek ki biz “İsrail’in yanında onları da protesto ediyoruz, biz farklıyız!!” Karıştırma!!!
Yok yok bende bi şeyler var!! Yaş ilerleyince alzheimer falan mı oldum ne?!