Ele gelir her parti sistemin denetimi altındadır. Zaten küresel sisteme muhalif tüzük ve programları olmaz.
Yeni yetmeler ve halk desteği küçük olanlar danışmanlık adıyla yönlendirilmekte, işlerin nasıl yürüdüğü öğretilmektedir.
Bu doğaldır. Çünkü parti falan deyince yetişmiş insan kaynağı, hukuk, ekonomi, yasama, halkla ilişkiler, diplomasi vs gibi birçok alanda uzman kadrosu, teknokratı olmayan dolayısıyla uzmanlara mecbur, felsefi arka plan fakiri kurumlardır. Bizdeki örneklerde liderlik patronajı yetişkin insanı zaten istemez.
Geriye ne kaldı?
Kasaba avukatları, kent müteahhitleri, orta üst zenginler, vitrinlik meşhurlar..
Yazışmalardan (WhatsApp grubu) bir kaçı üç büyük partinin meclis toplantısını, merkez karar toplantısını, bakanlar kurulu denen cumhurbaşkanlığı sekreterlik görüşmesini.. bi iki kere izlese
Gördüklerinden şaşkınlığa uğrar. Memlekete millete acır..
Danışmanlar liderlerin konuşmasını, vizyonunu, giysisini, mimiklerini, diksiyonlarını hazırlamasa ve düzenlemese,
anlamlı dört cümle kuramaz bunlar.
Nasıl oluyor da bu vitrinlikler ilgi görüyor, konuşmaları dikkatle takip ediliyor?! Görüldükleri yerde ayakta karşılanıyor?
Marifet ehlinin işi baba!
Halka gelince çıkarı dışında başka hesabı olmayan yığındır bunlar. Günlük meşguliyet ve gelecek kaygısı altında bunalmış, gelene ağam gidene paşamdır işleri..
Ne kaldı geriye? “İleri gelenler.” Zaten her yerde azınlıktır bunlar.
Memleketin sorunu da bu zaten! Devlet, kurulduğundan beri bunlardan hazzetmez. Her fırsatta susturur, izole eder, düşmanlaştırır. Zaten bu kuşatmayı yaranlardır ileri gelenler. Bu da bizde fazla yetişmiyor!
Şirketlerde bürokraside
partilerde
devletlerde
Yapılan toplantılar, bi şey konuşup kararlaştırmak için yapılmaz.
Toplantı yapılıyor havası verip ahaliyi meraklandırmak için yapılır: Sınıfsal hiyerarşi gösterilir. Fazlasıyla önemsettirilir!
Toplantı sekreterleri veya basın sözcüleri mahkemelerdeki mübaşir gibidir; adliyeye yolu düşenler bilir.
Çok ciddi, stratejik, önemli gösterilen toplantılardan sonraki açıklamalara bakın,
Biraz arka planı olanlar standart cümleler kurulduğunu görür..
Kim bu ileri gelenler. Yinelemekte yarar var:
1: tarihi yorumlayanlar.
2: günü anlamlandıranlar.
3: kavram ve değer üretenler.
4: kalabalıklara kapılmadan, saraylara malikânelere aldırmadan yol gösterenler.
5: Batıda aristokrat, İslam’da asil derler bunlara.
Bizde aristokrat olmaz. Çünkü devlet kültü buna izin vermez. Bizde sadece devlet vardır; gerisi devlet görevlileridir. Özerk yapı olmaz bizde. Çünkü devlet bizde her şeydir: yükselmek mi istiyorsun, zengin olmak mı istiyorsun, meşhur olmak mı istiyorsun.. iktidara yakın duracak, yandaş olacaksın..
İşte bu yolu tercih etmeyip gerçekten asil olmak istiyorsan,
onlarda var olan bilgilerden fazlasını bileceksin, geçimini kendin temin edeceksin, babadan miras varsa harikasın. İşten atılma derdin olmayacak, kıyak beklemeyeceksin, aç kalırım-yalnız kalırım korkusu taşımayacaksın. ee asalet kolay değil baba..
Başkasına muhtaç birinden asil olmaz.
