İslami-fıtri-tabii-meşru olmayan her kabul-yöneliş anormaldir.,
Anormal kabulleri, yönelişleri ve hayatı okuma-yaşama biçimleri olan kişilerin-toplumların kendi heva heveslerine uygun-uyumlu bir şef-lider-ulu önder-devlet-yönetim biçimi-yargı sistemi-ekonomik işleyiş-sosyal hayat istemeleri ve bunun için mücadele etmeleri ise doğaldır/kendi içinde tutarlılıktır…
Kemalizm dahil sekülerist-laisist-la dini olan bütün izmlerin müntesipleri doğaldır ki kabullendikleri-benimsedikleri ideolojilerin-akımların-fikirlerin-hayat tarzlarının iktidar/devlet-güç olmasını isteyecek ve ellerinden geleni hayata taşıma arzusu duyacaklardır.
Lâkin., anormalliğin dip çukuru-çok yüzlüsü ve mide bulandırıcı olan boyutu ise., kendileri olma-kalma cesaretini göster(e)meyen bukalemun tipolojileridir. Eskiler ”iki dakika delikanlı olun-kalın” derlerdi ve söylediğinin-inandığının arkasında durmayanlara da ”beş para etmez” diye de eklerlerdi.
İKİSİ BİR ARADA OL(A)MAZ.., olursa., kendilerini inkâr olur..
Kendileri kalmak isteyenler bu ”kimliksizlikten” vazgeçmelidirler..
Aynaya baktıklarında cahil/bilgisiz ya da ikiyüzlü insan görmek istemiyorlarsa eğer dürüstçe davranıp düşüncelerinin arkasında durmalıdırlar.
İSLAM ve sekülerizm-laisizm.,
RASULULLAH (a.s) ve M. Kemal’izm'(ler).,
KUR’AN ve nutuk.,
ÜMMET ve ulusculuk-kavmiyetcilik., birbirlerinin zıddı ve inkârcısıdır…
”Allah, bir kişinin içinde (sinesinde) iki kalp kılmadı” (33-Ahzâb 4) ayetinden mülhem birbirlerini inkâr ile memur olan ve hayat felsefesi-düşüncesi-tarzı-önermeleri-yönermeleri birbirlerinden akla kara kadar farklı olan ”din” lerin/hayatı okuma biçimlerinin farkındalığı ile düşüncelerini ve beklentilerini açık söylemelidirler.
Gerçek şudur ki..
ALEMLERİN RABBİ-HALIKI ALLAH: Kur’an’ı biz indirdik derken.,
yaratılmış insan M. Kemal: gökten indiği SANILAN kitaplar demektedir..
Dinde zorlama yoktur/zorlama münafık-çok yüzlüler üretir…
Ne kemalist münafıklar olsun ne ”müslimlik sosuyla” münafıklar türesin…
İnanç-düşünce ve hayat tarzı ile birbirine zıt-hasım-muarız olan iki farklı yönelişi bir kalbe sığdırmak mümkün değildir, sığdırıldığı sanısı ya da iddiası aldanıştan ve aldatmaktan ibarettir.
Ölmeden bir yıl öncesi meclis konuşmasında M Kemal’in ”Gökten indiği SANILAN kitaplar bize yön veremez” ‘O kitap/Kur’an arapoğlunun yaveleri (saçma sapan sözleri)” dediği ve bunu da hayatıyla-icraatlarıyla ispat ettiği ve bu hal üzere ölen bir kişiliği/diktatörü/temsil ettiği yolu-anlayışı sevmek ve sahiplenmek.., ”Hiç şüphesiz ki zikri (Kur’an’ı) Biz indirdik ve onun koruyucuları da gerçekten Biziz. (15-Hicr 9) hakikatine iman eden mü’minlerin-müslimlerin kabul edeceği bir durum asla-kat’a değildir.
Dileyen, İnzal edilen kur’an’a/kitaba sadakat ile tâbi olur..,
Dileyen, bu hakikati reddederek bir yol tutar..,
LÂKİN..! ikisi bir arada.. ikisi bir kalpte ol(a)maz…
SEVGİ-İMAN.., zorla olmaz/zorlanmaz, zorlanırsa hangi din olursa olsun münafıklar/çok yüzlüler üretir, bu da insanı insan olmaktan çıkaran dip çukurun ta kendisidir.
”Ve de ki; “Hak Rabbinizdendir”. Artık dileyen iman etsin, dileyen küfre sapsın. Biz zalimler için bir ateş hazırlamışız ki, duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.”(18-Kehf 29)
BERİYİZ..
İnsana yönelik gösterilen her türlü ululamadan, kutsamadan, tazimden hücrelerimize kadar uzağız..
”Hani babasına ve kavmine “Sizin karşılarında (saygıyla) durup-tapındığınız bu temsili heykeller nedir?” demişti. (Onlar) “Biz atalarımızı bunlara tapıyor olarak bulduk” dediler. Dedi ki “Andolsun ki siz de, atalarınız da apaçık bir dalalet içindesiniz.” (21-Enbiyâ 52..54)
”olmasaydı olmazdık” ya da ”olmasaydı analarımız belli ama babalarımız meçhul olurdu” gibi cümleleri kuranlara tavsiyemiz., kendi adınıza konuşun, bu tapınmalarınızdan hücrelerimize kadar beriyiz….