16 Ağu 25 - Cts 9:09:am
Koyu Açık

Blog Post

Fikir Yorum > Fikir yorum > Umut ve Gerilim: Zengezur

Umut ve Gerilim: Zengezur

Zengezur Koridoru, Güney Kafkasya’nın son yıllarda en çok tartışılan jeopolitik meselelerinden biri. Tarihi kökenleri, 20. yüzyıl başındaki sınır düzenlemelerine kadar uzanıyor. Sovyetler Birliği, Zengezur bölgesini Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağladığında Azerbaycan’ın ana toprakları ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki kara bağlantısı kesildi. Bu durum, Azerbaycan’ın Türkiye ile doğrudan kara yoluyla bağ kurmasını da imkânsız hale getirdi. Yıllar boyunca bu kopukluk, sadece coğrafi değil, stratejik ve siyasi bir problem olarak varlığını sürdürdü.

2020 Karabağ Savaşı’ndan sonra imzalanan ateşkes anlaşması, bu sorunun çözülmesi için bir kapı araladı. Anlaşmanın 9. maddesi, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında ulaşımın yeniden tesis edilmesini öngörüyordu. Böylece “Zengezur Koridoru” fikri resmen gündeme geldi. Proje hayata geçerse Azerbaycan, Nahçıvan üzerinden doğrudan Türkiye’ye bağlanacak; Türkiye de Orta Asya’ya uzanan stratejik bir hat kazanacak. Bu koridor sadece iki ülke arasındaki ticareti değil, aynı zamanda Çin’den Avrupa’ya uzanan Orta Koridor lojistik hattının da önemli bir parçasını oluşturacak.

Ancak bu hedefin önünde ciddi engeller var. Ermenistan, koridorun kendi egemenliğini zedeleyeceğini savunuyor. İran ise koridorun kendi transit yollarını devre dışı bırakacağı ve Türkiye-Azerbaycan eksenini güçlendireceği gerekçesiyle buna “kırmızı çizgi” olarak yaklaşıyor. Bölgedeki gerilim, yalnızca sınır hattında değil, diplomatik masalarda da hissediliyor.

Son dönemde ABD’nin devreye girmesi, meseleye yeni bir boyut kazandırdı. Washington, bölgedeki istikrarsızlığın hem enerji hatlarını hem de Kafkasya üzerinden geçen lojistik güzergâhları tehdit ettiğini görüyor. Amerikan yönetimi, Ermenistan ile Azerbaycan arasında alternatif ulaşım yolları ve ekonomik işbirliği modelleri önermeye başladı. Bu girişimler, ilk bakışta bölgesel barışa hizmet eden adımlar gibi görünse de, Rusya’nın ve İran’ın bölgedeki etkisini dengelemeyi amaçladığı da açıkça hissediliyor.

Dolayısıyla Zengezur Koridoru, yalnızca bir ulaşım hattı değil; küresel güç dengelerinin kesiştiği bir stratejik satranç tahtası. Bir tarafta bölgesel ticareti ve enerji akışını hızlandırma potansiyeli, diğer tarafta ise tarihi ihtilaflar, güvenlik endişeleri ve büyük güçlerin rekabeti var. Bu tablo değişmedikçe, koridor projesi hem umut hem de gerilim kaynağı olmayı sürdürecek.

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir