29 Haz 25 - Paz 9:09:am
Koyu Açık

Blog Post

Fikir Yorum > Kavram Köşesi > “Zındık” Kelimesinin Etimolojisi ve Anlam Değişimi Üzerine

“Zındık” Kelimesinin Etimolojisi ve Anlam Değişimi Üzerine

“Zındık” Kelimesinin Etimolojisi ve Anlam Değişimi Üzerine

Her dil, toplumsal ve kültürel değişimlere paralel olarak sürekli evrilen bir yapıdır. Bu evrim sürecinde bazı kelimeler tarihsel bağlamlarına göre anlam kaymalarına uğrayabilir. Türkçeye Arapça üzerinden geçmiş olan “zındık” kelimesi de bu bağlamda dikkat çekici bir örnek teşkil eder.

  Etimolojik Köken

Arapça zndḳ kökünden gelen zindīḳ زِنْدِيق “dinden sapan” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Orta Farsça zandīk “1. alim, yorumcu, 2. Zerdüşt dinine yeni yorum getiren Mani’nin (MS 3. yy) müritlerine verilen ad” sözcüğünün murabba (dörtlü) fiil köküdür. Bu sözcük Orta Farsça “zand” “ilim, yorum” sözcüğünden türetilmiştir. Avestaca zainti “bilinen, bilgi” sözcüğü ile eş kökenlidir.

“Zındık” kelimesi, Arapça “zindîk” (زنْدِيق) formundan Türkçeye geçmiştir. Arapçaya ise bu kelime, Orta Farsça (Pehlevîce) kökenli “zandīk” kelimesinden gelir. Pehlevîce “zand” terimi, Zerdüştî metinlerin yorumu anlamına gelmekteydi ve “zandīk”, bu yorumlara bağlı; bu yorumları yapan kişilere verilen addı.

Kelime önceleri Maniheistler’i nitelerken daha sonra çeşitli manalarda yorumlanmıştır. (Lisânü’l-ʿArab, “zndḳ” md.) Arapça sözlüklerde zindîkın aslının “zendigiray” (âlemin ebedîliğine inanan kimse) olduğu söylenir. “Zind” biçiminde de kullanılan kelime Mecûsî Mani’ye ait kitabın ismi iken zamanla zindî ve zindîkın şekli ortaya çıkmıştır (Tâcü’l-ʿarûs, “znd” md.) Zindîkın “senevî” yahut “düalist” anlamına geldiği, nur ve zulmet inançlarını benimseyip Allah’a ve âhiret gününe inanmayan kimseleri ifade ettiği belirtilmektedir.

Ancak İslam dünyasında bu terim zamanla Zerdüştîlik veya İslam’a aykırı görülen tüm inanç ve düşünce sistemlerini tanımlamak için hatta bir suçlama olarak kullanılmaya başlanmıştır.

 İslam Dünyasında ve Türkçede İlk Kullanımlar (8.–10. yüzyıllar)

İlk dönem İslam toplumlarında “zındık”, İslam dışı veya gizli bir şekilde dinsiz olan kişiler için kullanılmıştır. Abbasîler döneminde (özellikle Halife Mehdi ve Halife Harun Reşid zamanında), zındıklık suçlamasıyla birçok düşünür yargılanmış ve hatta idam edilmiştir.

Mesela İbnü’l-Mukaffa (ö. 756), “Zındık” suçlamasıyla öldürülmüştür. Câhiz, İbnü’l-Mukaffa‘ın İran din ve inançlarına ait eserleri onları eleştirmek amacıyla yazdığını söyler. Câhiz’e göre İbnü’l-Mukaffa‘, din ve inançların anlatım ve tasvirinde başarılı olmasına karşılık eleştiri yeteneği zayıf olduğu için yanlış anlaşılmıştır. Muhtemelen bu suçlamada siyasi çekişmelerin de payı vardır

Bu dönemde “zındık” kelimesi, özellikle maniheist, mazdekî veya batınî mezheplerin mensupları için kullanılmıştır.

Orta Türkçe Dönemi ve Selçuklular (11.–13. yüzyıllar)

Türk-İslam dünyasında, özellikle Büyük Selçuklular döneminde “zındık” kelimesi hem siyasi muhalifler, hem de heterodoks mezhepler için kullanılmaya başlanmıştır.  Tespit edilen en eski örnek [anonim, Mukaddimetü’l-Edeb terc., 1300] “ẓındīḳ boldı” şeklindedir.

Örneğin, Batınîler, İsmailîler, bazı Şiî gruplar “zındık” olarak nitelendirilmiştir. Bu da kelimenin anlamının sadece dinsizlik değil, aynı zamanda devlete karşı fikir geliştiren kişi anlamında da kullanıldığını göstermektedir.

Osmanlı Dönemi Kullanımı (14.–19. yüzyıllar)

Osmanlı döneminde “zındık” kelimesi daha da geniş bir kullanım alanına kavuşmuş ve zamanla heretik, sapkın, dinsiz veya dinî değerleri aşağılayan kimse anlamlarında kullanılmıştır.

 Örnek: 16. yüzyılda yaşamış olan Pir Sultan Abdal gibi bazı Alevî-Bektaşî ozanlar, Osmanlı merkezî otoritesine karşı şiirler söyledikleri için takibata uğramış “zındık” olarak damgalanmışlardır.

Bu dönemde “zındıklık” bir siyasi ve dinî muhalefet suçlaması olarak karşımıza çıkar. Aynı zamanda bazı tarikat mensupları veya felsefî düşünürler de bu suçlamaya maruz kalmıştır.

Tanzimat ve Sonrası (19.–20. yüzyıllar)

Tanzimat’tan itibaren Osmanlı’da laiklik ve modernleşme tartışmaları gündeme geldikçe, “zındık” kelimesi daha çok aşırı batılılaşma karşıtı çevrelerin, modernist düşünce sahiplerine yönelttiği bir hakaret haline gelmiştir.

19. yüzyılda modern bilim ve pozitivizmi savunan genç yaşta intiharıyla İstanbul’da intihar modası başlatan Beşir Fuad, “zındık” olarak nitelenmiştir.

Bu dönemde “zındık” kelimesi, dinî değerlere aykırı fikir beyan eden aydınları karalamak için kullanılır olmuştur.

Cumhuriyet Dönemi ve Günümüz (20.–21. yüzyıllar)

Cumhuriyet sonrası dönemde “zındık” kelimesi artık günlük konuşmada pek rastlanmayan, fakat ağır bir hakaret olarak yaşamaya devam etmektedir.

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir