02 Eyl 25 - Sal 9:09:am
Koyu Açık

Blog Post

Fikir Yorum > Okumalardan Notlar > Muvâfakât Okumaları: Teklifi Hükümler 12. Mesele

Muvâfakât Okumaları: Teklifi Hükümler 12. Mesele

Bir ihtiyaç veya zorunluluk (zaruret) sebebiyle aslında mübah (serbest) olan bir şey, beklenmedik ve geçici bir durumla karşılaşıldığında mübahlıktan çıkar mı, çıkmaz mı?

Bu konu üzerinde durmak gerekir. Bu hususta şu ihtimaller söz konusudur:

a) Mübah olan şeye gerçekten zaruret duyulması.

b) Zaruret olmasa da, mübah olanı terk etmenin kişiye güçlük (harac) vermesi.

c) Ne zaruret ne de güçlük bulunmaması.

Şimdi bunları tek tek ele alalım:

 a) Mübah olana zaruret duyulması hali

Bir kimse mübah bir şeye zaruret duyarsa, o zaman mutlaka asli hüküm olan mübahlığa dönülmeli, arızi (geçici) engeller dikkate alınmamalıdır.

Bunun delilleri şunlardır:

1. Zaruret sebebiyle mübah olan şey vacip hâle gelir. Vacip hükmünü aldıysa, buna karşı çıkan şeyin en az onun seviyesinde veya daha güçlü olması gerekir ki dikkate alınsın. Oysa burada böyle bir durum yoktur. Bu yüzden vacip daha güçlüdür ve uygulanmalıdır.

2. Zaruret durumları şer’an affedilmiştir. Yani zaruretin gereğini yapmak dinen geçerli kabul edilmiş, doğacak bazı olumsuzluklar ise daha büyük fayda (maslahat) için göz ardı edilmiştir. Örneğin; ölmek üzere olan birinin domuz eti yemesi veya tehditle karşılaşan birinin canını kurtarmak için yalan söylemesi gibi. Bu mesele de aynı kapsamdadır.

3. Eğer geçici (arızi) durumları dikkate alırsak, bu aslında ibaha (mübahlık) hükmünü baştan geçersiz kılmak olur. Oysa bu doğru değildir. Çünkü kaide olarak, tamamlayıcı unsurlar eğer aslı ortadan kaldıracak hale gelirse dikkate alınmaz. Burada da böyledir.

 b) Zaruret olmamakla birlikte mübahı terk etmenin kişiye güçlük vermesi hali

Bu durumda da yine asli mübahlığa dönülmesi ve geçici engellerin dikkate alınmaması gerekir. Çünkü birçok şey aslında yasak olmasına rağmen, zorluk ve sıkıntı (harac) sebebiyle mübah kılınmıştır.

Örnekler:

* Borç (karz) muamelesi: aslında paranın parayla satılması (ribaya benzer) bir durumu andırsa da ihtiyaç sebebiyle mübah kılınmıştır.

* Ariyet (ödünç verme) muamelesi de böyledir.

* Nikâh ve insanlarla iç içe yaşamanın önündeki bazı engeller de bu gerekçeyle aşılmıştır.

Allah da buyurmuştur:

 “Allah, dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır.”  (Hac, 78)

Ancak bu konuda farklı görüşler de vardır:

* Bazı âlimler, ortaya çıkan güçlükleri dikkate almamış, bunları normal teklifin (yükümlülüğün) içinde saymışlardır. Çünkü her teklif bir miktar zorluk içerir. Eğer her güçlük kaldırılmış olsaydı, tekliflerin çoğu geçersiz olurdu.

* Bazı âlimler ise ruhsat kavramına dayanarak, engel olmasa bile mübahın terk edilmesini daha üstün görmüşlerdir.

Buna karşı şu ihtimal de vardır: Mübahın önüne birden fazla engel çıkabilir ve bunlar dikkate alınırsa, mübahı yapmak yerine terk etmek daha uygun hale gelebilir. Çünkü mübahı işlemekle doğacak zarar, onu terk etmekle doğacak zarardan daha büyük olabilir. Bu durumda ictihad gerekir.

Burada asıl soru şudur:

“Asli mübahlığın terkinden doğacak zorluk, geçici engellerin doğurduğu zorlukla denk midir?”

Bu da ayrıca incelenmesi gereken bir meseledir.

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir