10 Kas 25 - Pts 9:09:am
Koyu Açık

Blog Post

Fikir Yorum > Fikir yorum > Tanzimat’ın İlanıyla Neler Değişti?

Tanzimat’ın İlanıyla Neler Değişti?

Tanzimat kavramı “düzenlemek, sıraya koymak, ıslah etmek” anlamlarına gelmektedir. Mülki idareyi ıslah ve yeniden organize etme manasında kullanılır. Ayrıca bu düzenlemelerin yapıldığı dönemi, bununla birlikte ilan tarihi olan 3 Kasım 1839 tarihini de nitelendirir.

Tanzimat’ın ilanıyla birlikte ortaya çıkan tablo göz önüne alındığında, kavramın sözlük manasından çok daha fazlasını içerdiği görülmektedir. Zira devlet olarak mevcudun ıslahından ziyade, her alandan esastan değişikliklere gidilmiştir. Yani, Tanzimat’la birlikte mevcut olan siyasi, askeri, hukuki, içtimai, bürokratik olarak ne varsa, ıslah değil, esastan değişmiştir. Bu da şu demek oluyor ki, düzenlemeye, ıslah etmeye değil, paradigma olarak esastan değişime gidilmiştir.

Tanzimat Fermanının girişindeki ifadelere dikkat edilirse, geri kalmışlığın sebebinin İslam’a gereği gibi bağlanmamak olarak görülürken, uygulamaların ise İslam ile aykırılık gösterdiği açıktır.

Peki, Tanzimat ile Müslümanların hayatında neler değişti?

1- Kanaatimizce en önemli ve ileride Müslümanlar için problem teşkil edecek olan değişim, Müslim –  gayrimüslim arasındaki şer’i sınırın kalkmasıdır. Tanzimat’la birlikte devlet olarak Osmanlı, “Millet-i Hakime” olmak idealinden vaz geçmiştir. Din merkezli içtima yapıdan, müsavat – eşitlik – merkezli içtimai yapıya geçilmiştir. Bu da gayrimüslimlerin devlet memuru olma yolunu açmış, şer’i işlerle ilgili birçok görevlendirmede, gayrimüslimlerde görev almıştır.

2- Diğer önemli değişim, Müslüman aydınların zihninde olmuştur. Tanzimat’a kadar geri kalmışlığın sebebi olarak – ki fermanın başında da geçtiği gibi – İslam’a gereği gibi sarılmamak olarak görülürken, Tanzimat’tan sonra geri kalmışlığın sebebi, Dini yanlış anlamak olarak görülmüştür.   

3- Müslümanların düşüncesinde asırlardır memleket olarak Darül Harp, Diyar-ı Küfür, millet olarak kâfir – gavur olarak görülen Avrupa’ya “Düvel-i Muazzama”, milletine de, “Milel-i Mütemeddine” denmeye başlandı.

4- Çöküşten kurtulmanı çaresi olarak Batıya benzemekten başka çare olmadığına kanaat getiren Osmanlı siyasal aklı, hukuktan, eğitime, siyasi yapılanmadan iktisada kadar hemen her şeyde Batılı kurumları ve kuralları benimsedi. Bu doğrultuda değişikliklere gitti. Bunlar birer ıslah değil, eskinin terki, yeninin inşasıydı.

5- Tanzimat’tan sonra Müslümanlar açısından teşkil eden en önemli problemlerden biri de, Avrupai mektepleri açılmasıydı. Avrupa usulü eğitim kurumları açılmaya başlayınca, medrese mektep tartışmaları alevlendi. Tartışmanın esasını, bilgiyi hangi kurumun üreteceği ve siyasi aklın hangi kurumun ürettiği bilgiyi esas alacağı, itibar edeceği idi.

6- Osmanlının, eğitim alanında Avrupa usulü eğitim tercih ettiği gibi askeri, hukuki, iktisadi ve siyasal teşkilatlanma alanlarında da yüzünü Avrupa’ya dönmesi, ileride büyük çatışmalara yol açmış, önüne geçilemez yıkımlar ortaya çıkmıştır.

Bu konu üzerine daha söylenebilecek çok şey olmakla birlikte, kanaatimizce esasa işaret edenler bu değişimlerdir.  

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir