Hayat – Berzah – Ahiret
﴾17﴿ Bilin ki Allah, ölmüş toprağa yeniden hayat verir. _Hadid Süresi_
Hayat: Su ile ilişkili, her şey ondan canlı kılındı.
﴾30﴿ İnkâr edenler, gökler ve yer bitişik iken onları ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmezler mi? _Enbiya Suresi_
İnsanın sudan var olması, sonra mevta hali, toprakta adeta bir tohumken, oradan tekrar ayağa kalkması ve sonsuz yeni bir hayat.
Kâfirler için hayat tek, çeşit yok.
﴾24﴿ Bir de şöyle demektedirler: “Bu dünya hayatımızdan başka bir hayat yoktur. Ölürüz, yaşarız. Bizi öldüren ise zamandan başkası değildir.” _Casiye Süresi_
﴾28﴿ Sizler cansız iken size O hayat verdiği halde Allah’ı nasıl inkâr edebiliyorsunuz? Sonra sizi öldürecek, sonra diriltecek, sonra O’na götürüleceksiniz. _Bakara Suresi_
İnsan nereden gelip nereye gittiğini düşündüğünde, şimdi içindeki vücuda bakıp, yorum getiriyor ve yokluk üzerine bir teori kuruyor. Yoktan yoka giden bir hayat tasavvuru vahye ters.
﴾78﴿ Kendi yaratılışını unutup bize örnek getirmeye kalkışıyor ve “Şu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş?” diyor. _Yasin Suresi_
Oysa ki; yoktan var olduk evet…
﴾1﴿ Gerçek şu ki, insanın yaratılış tarihinde onun henüz anılan bir şey olmadığı bir dönem gelip geçmiştir. _İnsan Suresi_
﴾2﴿ Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu denemek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. O, güçlüdür, çok bağışlayıcıdır. _Mülk Suresi_
O zaman biz ölü olarak yaratıldık, sonra Allah bize hayat bahşetti, hayatın içindeyken biz onun tükendiğine şahit oluyoruz…
Diğerleri; madem tükeniyor, acelemiz var, hemen değerlendirmeliyiz, anı yaşamalıyız.
﴾96﴿ Yemin olsun ki, onları insanların yaşamaya en düşkünü olarak bulursun; müşriklerden de çok; her biri ister ki bin sene yaşasın. Oysa çok yaşatılması hiç kimseyi azaptan kurtaramaz. Allah onların yapmakta olduklarını eksiksiz görür. _Bakara Suresi_
Ve 1000 sene ömrü olsun istiyor, dünya hayatı ile fit olmuş…
﴾26﴿ Allah dilediği kimselere rızkı bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla sevinip mutlu oluyorlar, oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir. _Rad Suresi_
Allah mevcut hayatımızı kısıtlılık üzerine yarattığını söylüyor.
﴾4﴿ Hiç kuşkusuz biz insanı zahmetli bir hayat için yarattık. _Beled Suresi_
Kirliliği, eziyeti, sıkıntısı, yaşlılığıyla, acısıyla bu hayatı çok beğeniyoruz. Yorgunluk olmasaydı, bıkkınlık olmasaydı, limit olmasaydı. Müşrikler gibi hepi topu hayat burada yaşanan kadar desek.
Bu dünyada bir şey kazanamadık, bir de diğer dünyada elimize bir şey geçmezse. Tüketilen bir hayatın sonrasında sonsuz ve nitelikli hayat var. Bu farkındalığın kişioğlunda olması ve olmamasını kıyaslarsak, gece ve gündüz gibi bir fark var oluşur demeliyiz.
Gün gün azalan, tükenen ve devamı olmayan bir hayat. Elden kayıp giden. Dolayısıyla gün ve gün bu hayat ona daha ağır geliyor.
Peki peygamberler nasıl bir hayat tasavvurunu müjdeliyor? Hepsi buradan ibaret değil müjdesi. İçinde bulunduğunuz hayat bir süreliğine bir hayat, sonra hayatın içerisinde hayat bahşettik, sonra tekrar berzah denilen ara bölüme ölü formda geçeceksiniz, tekrar diriltilene kadar berzah denilen yerde kalacaksınız, ölü formda, sonra biz size tekrar hayat bahşedeceğiz.
﴾99-100﴿ Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca, “Rabbim! Beni geri gönder de, geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım” der. Hayır! Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir. Önlerinde, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır. _Muminun Suresi_
İnsan bu hayatta başı boş bırakılmış değildir.
﴾36﴿ İnsan, kendisinin başı boş bırakılacağını mı sanır?
﴾37﴿ O akıtılan meniden bir damlacık (sperm) değil miydi? _Kıyamet Suresi_
Hepimizin bir sıvıdan ibaret olduğumuz gerçeği. Allah’ın dişiyi de ondan var etmesi.
﴾39﴿ Ondan iki eşi, erkek ve dişiyi yaratmıştır.
﴾40﴿ Peki bütün bunları yapan, ölüleri diriltemez mi? _Kıyamet Süresi_
﴾27﴿ Varlığı ilkin yaratan, sonra bunu tekrar eden O’dur ve bu O’nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce sıfat O’nundur. O mutlak galiptir, hikmet sahibidir. _Rum Suresi_
Bir başkası olmayacak, tek bir hayat düşüncesi. Bu hayat tasavvuru gereği, bir şeyler ile oyalanmalı, kafanın dağıtılması gerek. _You have to distract yourself_ Bir şeyler ile yüzleşirsen.
Hatta bir yerden sonra oyalanacak bir şey bulamazsan. Fişi çek! _The Sea Inside (İçimdeki Deniz), You Don’t Know Jack (Doktor Ölüm)_
Hadi biraz vakit öldürelimden vakti hayata dönüştürmeye çalışanlar…
﴾24﴿ Ey iman edenler! Sizi hayat verecek şeylere çağırdıklarında Allah ve resulünün çağrısına uyun ve şüphesiz bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Unutmayın ki, O’nun huzuruna götürüleceksiniz. _Enfal Suresi_
Dünya hayatını vahye göre anlamak daha şimdiden gerçek/sonsuz hayata tutunmak gibi bir şey…
Diğer seçenek ise bu dünya hayatında nefes alıp verirken ayakta ölü olmak demek. Yaşıyor, duyuyor, işitiyor mu zannediyorsun?
Oysaki hayata tutunmak, hayatta olmak hiç tükenmeyecek şeye tutunmak ile olur.
Yeryüzünün şu döneminde bazı kriterlere göre en gelişmiş ülke olarak addedilen ülkelerin intihardaki oranı da en yüksek!
﴾205-206﴿ Ne dersin? Biz onları yıllarca nimetlerden faydalandırmışsak, sonra da kendilerine vaad edilen azap başlarına gelmişse!
﴾207﴿ Senelerce yararlandırıldıkları nimetler onlara ne fayda sağlamıştır? _Şuara Suresi_
Bu hayatta yaşananların ne anlamı olacak? Bitip tükenecek ve elde bir şey kalmayacaksa ölüm kaldırılabilir mi? Bu çok ağır olmaz mı?
Müktesep hak (Kazanılmış Hak) olan ne? Bu hayatta elimize geçenler ne için?
﴾7-8﴿ Bize kavuşma ümidi taşımayanlar, dünya hayatıyla yetinip onunla mutlu ve huzurlu olanlar, kanıtlarımıza aldırış etmeyenler var ya, hak ettikleri için onların yeri ateştir. _Yunus Suresi_
Şimdi düşünmek istemiyorum. Ne olacaksa göreceğiz!
Cünün -delilik, çıldırmışlık hali- ile kafayı dağıtıp, akletmeyerek ancak yol alıyor, ta ki bir imtahana kadar… Bu tek hayatı olanlar, onun altında eziliyorlar… Tabi kendisi tek hayata inansa da, bir ikinci hayatları olacak… Cehennemde…
Elindeki en büyük varlığı heba etmenin cezası hafif olamaz!
Allah ile şaka olmaz! Hüsran büyük olur. Bundan büyük bir bedbahtlık yok.
Cenabı hak diyor ki, bize saygının üzerlerine düşecek ağırlığını taşımayı göze alamıyorlar!
Bir ömür hayatı seküler yaşamış birisi, Allaha karşı saygılı olmak, zor gelir.
﴾106﴿ Kim iman ettikten sonra Allah’ı inkâra saparsa -kalbi imanla dolu olduğu halde baskı altında kalanın durumu müstesna olmak üzere- kim kalbini inkâra açarsa işte Allah’ın gazabı bunlaradır; bunlar için çok büyük bir azap vardır. _Nahl Suresi_
Ne demek Allah’ı tanımamak?
Yaratıcısını hayatında etrafındakilere karşı sahiplenemeyecek kadar bu dünyanın sunduğu ortama bağımlı kalmış kimseler…
Vazgeçmeyi göze alamayanların kazandıkları hiçbir şey yoktur.
Göze almak! Aslından bu dünyayı da müslümanlar için kayıp yazamayız, burada da zayi olmayız.
İbrahim as gibi. Oğlunu kurban etmeyi göze aldığında Allah yetişir.
﴾52﴿ Ona Tûr’un sağ tarafından seslendik ve onu fısıldaşırcasına (kendimize) yaklaştırdık. _Meryem Suresi_
﴾104﴿ “Ey İbrâhim!” diye ona seslendik.
﴾105﴿ “Tamam, rüyanı gerçekleştirmiş oldun.” İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz. _Saffat Suresi_
Kul bu dünyayı gözden çıkardığında -yani?- bu dünyayı da ona güzel yaşatır.
Bir babamız vardı, iki babamızın olması?
Bir annemiz vardı, iki annemizin olması?
﴾97﴿ Erkek olsun kadın olsun, kim inanmış bir insan olarak dünya ve âhirete yararlı işler yaparsa kesinlikle ona güzel bir hayat yaşatacağız ve böylelerinin ecirlerini de muhakkak surette yapmış olduklarının daha güzeliyle vereceğiz. _Nahl suresi_
Şöyle bir durum yok, müminler bu dünyada acı çekiyorlar, keyfini çıkartmıyorlar.
﴾97﴿ …kesinlikle ona güzel bir hayat yaşatacağız. _Nahl suresi_
Hoş bir hayat yaşatacağız… Allah diyor…
﴾18﴿ Rablerini inkâr edenlerin yapıp ettikleri, fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir fayda göremezler. İşte bu, derin bir sapkınlıktır. _İbrahim Suresi_
Bu dünyada serap görmek kafirlerin hali…
﴾16﴿ Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. _Ala Suresi_
Kaybedince hem bu hayatı hem de öte hayatı kaybediyorsun… Kazanınca hem bu dünyada güzellikler yaşıyorsun, hem de diğer dünyayı kazanıyorsun…
Müslüman olmuş sahabeler diyorlardı ki, ‘Krallar bilse bizdeki saadeti imanla gelen, kılıçlarla bizden almak için bu saadeti üzerimize gelirlerdi’
﴾97﴿ …kesinlikle ona güzel bir hayat yaşatacağız. _Nahl suresi_
Başı da güzel, sonu da güzel… Ama göze almak şartıyla… Kulun vermeye adanmaya kalkışmasını karşılıyor…
Allah’ın büyüklüğüne az karşılık yakışmaz….
Allah’ın düzeninde bizim ona karşı olan saygımızı ölçmek muhteşem/kusursuz çalışıyor…
﴾103﴿ Gözler O’nu idrak edemez, hâlbuki O gözleri idrak eder. O en ince şeyleri bilir ve her şeyden haberdardır. _Enam Suresi_
Bu işe bir ciddiyetle eğileyim diyen olamamak… Bu tek hayattan vazgeçmeyi tercih etmek…
Ele almadan inkar etmek…
﴾39﴿ İşin gerçeği şu ki onlar, mahiyetini bilemedikleri ve henüz kendilerine yorumu yapılmamış olan şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de işte böyle yalan saymışlardı; ama bak zalimlerin sonu nice oldu! _Yunus Suresi_
Ben huzura çıkıp onun önünde el bağlamam diyen bir hayatı yaşamak…
﴾28﴿ Hayır! Daha önce gizlemekte oldukları şeyler apaçık önlerine çıktı. Geri gönderilseler bile, yine kendilerine yasaklanan şeylere döneceklerdir. Zira onlar gerçekten yalancıdırlar. _Enam Suresi_
Açığa vurmak, niyeti ortaya çıkmak…
Hayatı ve sonraki hayatı, arada geçiş yapacağımız ölümü ve öncesinde zaten ölü olduğumuzu, hepimiz az çok bu hayatın içerisinde er ya da geç biliyoruz…
Ölüm – Dünya Hayatı – Ölüm (Berzah) – Ahiret Hayatı
﴾106﴿ …kim kalbini inkâra açarsa… _Nahl Suresi_
Yaratıcısına boyun eğmemeye neden olan şey?
﴾107﴿ Bu, onların dünya hayatını âhirete tercih etmelerindendir. Allah kâfirler topluluğuna hidayet vermez. _Nahl Suresi_
Sen alemlerin rabbini tersledin öyle mi?
Potansiyelini özellikle mi kullanmadın?
Korkunç inatçı, korkunç inkarcılar cehenneme…
﴾13﴿ Sonra orada ne ölür ne de yaşar. _Ala Suresi_
Elem dolu bir hal…
﴾124﴿ Kim de beni anmaktan yüz çevirirse mutlaka sıkıntılı bir hayatı olacaktır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.” _Taha Suresi_
Maişet… Hayat değil!
Sıkıntılı bir yaşam…
Bu hayatta yok… Diğer hayatta yok…
Parametreleri iyileştirmekten öteye geçmeyen bir çaba…
﴾18﴿ Rablerini inkâr edenlerin yapıp ettikleri, fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir fayda göremezler. İşte bu, derin bir sapkınlıktır. _İbrahim Suresi_
İşte hayat…
Hasan İKBAL