ABD ve Küreselci destekli siteler zevkten DÖRT köşe Türkiye’ye KAHRAMANLIK masalları düzerken Rusya destekli haber siteleri küfür üzerine küfür, hakaret üzerine hakaret ediyorlar. Aldatılmışlık ve kandırılmışlık, hâkim olan duygu Ruslarda.
ABD’li sitelere göre 28 muhalif gruptan 21’i, Türkiye ve ABD tarafından donatılmış. Ukrayna’dan getirilen ekiplere İHA ve SİHA eğitimi bile verdirmişler, muhaliflere verilecek SiHA’ları kullanabilsinler diye.
Bu gruplar Türkiye’nin desteği ve yönlendirmesi ile Netanyahu’nun Hizbullah’la ateşkes anlaşması yaptığı ve Esed’i tehdit ettiği günün şafağında harekete geçtiler. İsraillilerden, sosyal medyada Netanyahu’ya, Lübnan’daki katliamı ve yıkımı durdurması için; Türkiye ve ABD’nin Esed’i devirmek için harekete geçeceğinin garantisi verilerek ikna edildiğini yazanlar bile oldu.
Sonuçta 20 senedir sürekli konuştuğumuz, Emperyalizm, “Türkiye ile İRAN’ı savaştırmak istiyor. İsrail’le girdiği mücadelede Genelkurmay hatta Başbakanını bile kurban vermiş olan İRAN, Türkiye’nin İran’a saldırtılması ve “İTİ İTE Kırdırma” politikası ile cezalandırılmak ve yıpratılmak isteniyor” KOMPLO teorisinin gerçekleşmesine artık RAMAK kaldı denilebilir.
Hizbullah’ın İsrail’le, Rusya’nın Ukrayna ile savaşı nedeniyle bölgedeki birliklerini çekmesi, yıllardır süren savaş ve sürekli İsrail tarafından hedef alınması nedeniyle iyice zayıflayan Esed’in askerlerinin bir çapulcu sürüsünden ileri gitmemesi, Suriye’nin kuzeyinde muhalifler ve Türkiye için büyük bir boşluk ve FIRSAT doğurdu.
Türkiye bu boşluğun cazibesine ve Batılı baskıya kapılarak Rusya ve İran ile yapmış olduğu anlaşmaları çöpe atıp, başını Siyonist Küreselcilerin çektiği ABD, İngiltere ve İsrail koalisyonuna, fiilen de onların yanında savaşa girerek destek vermiş oldu. Bu arada Alman Savunma Bakanının 15 gün önce “Türkiye NATO üyesi olarak çok güvenilir bir ortak olduğunu kanıtladı” sözünün ne anlama geldiğini de öğrenmiş olduk sanırım.
Bu operasyondan KÜRESEL ekibin beklediği netice:
– Esed’in devrilmesi
– Esed’in yerine İsrail ve ABD kuklası bir rejimin getirilmesi
– Suriye’den Lübnan ve Filistin’e giden silah akışının kesilmesi. Bunun neticesi olarak Gazze ve Batı Şeria’nın tamamen boşaltılması, Filistin ve Lübnan’ın İsrail topraklarına tam anlamı ile dâhil edilmesi.
– İran ve Rusya’nın iki cephede savaşmaya zorlanması. Böylece Rusya’nın Ukrayna’da, İran’ın Lübnan’da zayıflatılması.
– Nihai olarak bölgeden İran ve Rusya’nın tamamen çıkarılması
– Bölgede ABD emperyalizminin egemenliğini tehdit eden unsurlara iyi bir ders verilmesi
Türkiye’nin gözlediği hedefler:
– Darmadağın olmuş ekonomisini düzeltebilmek için borçlarının ötelenmesi, bir kısmının silinmesi ve yeni ucuz KREDİLER almak
– Halep ve Halep’e kadar olan bölgeyi kendi topraklarına katmak
– Bölgedeki Emperyalistler hariç en büyük rakibi İran’a büyük hatta ölümcül bir darbe vurmak
– İran’ın bölgeden uzaklaştırılması ile Suriye’nin üzerinde etkili duruma gelmek
– Türkiye’nin elindeki son Suriye toprağının da düşüp 1,5 milyon Suriyelinin daha Türkiye’ye gelmesini engellemek
– Türkiye’nin desteklediği dünyanın her tarafından toparlanmış Cihatçılar olarak anılan, silahlı ve savaşmayı bilen binlerce insanın, bölgenin düşmesi ile Türkiye’ye geçme tehlikesini bertaraf etmek
– Bölgede tam kontrolü sağlayarak Kürt yapıların kontrolünü ele geçirmek
– Kerkük’ten gelen Türkiye’ye paralel geçen ve Türkiye’yi baypas eden petrol boru hattının kontrolünü ve GELİRİNİ ele almak
Şu an için bu projeyi başarabilmelerinin önünde pek bir engel yok gibi duruyor. Hatta İsrail’li, Arap ve Fars dünyası uzmanı ve eski bir istihbaratçı olarak tanıtılan Mordehay Kedar İsrail’in Kanal 2 Televizyonuna verdiği röportajda, “Suriye’deki isyancılarla temas halindeyim. İsrail’deki üst düzey yetkililere, isyancıların İsrail’den almayı talep ettikleri ekipmanların ayrıntılı bir listesini ilettim. Suriye ve Lübnan’ı kontrol etmeleri halinde İsrail ile barış anlaşmasına hazırlar.” diyerek konu hakkındaki ümitlerinin yoğunluğunu, aceleciliğini ve heyecanını belli etmekte bir sakınca görmemiş gibi görünüyor.
Ancak kanaatimize göre hikâye burada bitmedi: Zira Rusya’nın Akdeniz’deki tek üssü burada. Eğer burası düşerse Rusya, Akdeniz’den çıkmak zorunda kalır.
Eğer burası düşerse İran’a DEMOKRASİ getirmek için Emperyalizmin önünde engel de kalmamış olur. Sıradaki ülke İran olur.
Yani hem İRAN hem RUSYA için bölgeyi elinde tutmak VARLIK YOKLUK savaşı manasına geliyor. Bu yüzden muhtemelen bir kaç haftaya kalmaz ikisi de bölgeye büyük miktarda asker, silah ve mühimmat yığacaktır.
Bu durumda Türkiye’nin bölgeye SAVAŞ UÇAĞI sokamaması, büyük handikabı. Zira Rusya’nın daha önce savaş uçaklarının getirdiği avantaj ile Türkiye’yi bölgeden çıkarmış olması bu konudaki dezavantajın hiç de önemsiz olmadığını gösteriyor sanırım.
Benim kanaatim Türkiye vekâlet savaşı ile uzun SÜRE idare edemez. KENDİSİ fiili olarak İSRAİL adına savaşa girmezse geri çekilmek zorunda kalır. (Eğer geri çekilirse de RUSYA’nın öfkesi ile karşı karşıya kalacaktır. Gelecek sene Rusya’dan TURİST bekleyen arkadaşlara duyurulur.)
Peki, Türkiye’nin İsrail tarafında savaşa girmiş olmasına Türk halkı ne diyecek?
Buna itiraz edebilecek kesimlerden biri dindar sağcı kesimdir. Lakin bu kesim 1960’lardan beri hep ABD’ci, hep NATO’cudur.
Muhafaza-kâr kesim sadece menfaatine tapar. Onlardan da bişi çıkmaz. Zira para Siyonist TEFECİLERDEDİR.
Kavmiyetçi/ülkücü kesim hayallerle yaşamasını, mitolojik hikâyeler içinde kaybolmasını, ta başından beri garip ilişkiler geliştirdiği Siyonist kesimin anlattığı masalları dinlemesini sever. Muhtemelen bu olayı büyük Türkiye’nin kuruluşu, Yeni Osmanlının canlanması falan diye takipçilerine pazarlayacaklardır.
Seküler, Batıcı, Kemalist kesim, İsrail, İngiltere ve ABD ile Arap ve İranlı kıyımı yapmanın hayalinden bile zevk alacaktır.
Sıradan halk sosyal medya ve büyük sermayenin elindeki medyadan yayılan İsrailci kelimeleri tekrarlamaya devam edecektir. Nitekim özellikle İktidar medyasından başlatılmış ciddi bir operasyonu meşrulaştıran, İsrail taraftarı olmayı sempatikleştiren, Filistin’e bakışı bulandıran bir kampanyanın başlatılmış olduğunu kendimizce gözlemliyoruz.
İslamcı kesim itiraz edebilir: Lakin o kesim hükumete “BENİ KANDIR, gerçeklerle yüzleşmek istemiyorum” diye adeta yalvaran bir kesim haline geldi. Muhtemelen Büyük reis “İSRAİL’in uğrunda savaşmak, Filistin için savaşmaktır” dediğinde aynen tekrarlayacaklardır. Hatta bunu marş bile yapabilirler.
Zira savaşın ilk gününden beri Türkiye’nin İsrail’in lojistik destekçisi olduğunu görmeyi başaramamış bir kesimden bahsediyoruz.
Geriye itiraz edebilecek birkaç vicdan ve sağduyu sahibi kalacaktır.
Ancak onları ciddiye almaya da kimse gerek duymayacaktır.
Aziz Allah bilir doğrusunu. Bizdeki hikmet buna yetti.
Zeyl 1: Türklerin Orta Asya’dan Batıya doğru gelişlerinden bir nedeni de “Paralı Askerlik sebebi ile olmuştur” diye pek çok yerde yazılmıştır. Nitekim Romen Diyojen’in Alpaslan karşısına çıkardığı ordunun büyük kısmı para ile tutulmuş Türk boylarıdır. 1000 sene sonra bile Anadolu’yu yurt edinen Türklerin hala Batılı Sömürgecilere PARALI askerlik yapmaya hevesli olması üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir konu olduğu kanaatindeyim.
Dedik ya! Allah bilir doğrusunu.
Ahmet Hakan Çakıcı
1 Cemaziyelahir 1446 / ALANYA
https://www.haber7.com/dunya/haber/3483512-halep-kalesine-turk-bayragi-asildi?
https://twitter.com/TheCradleMedia/status/1863407395483033629?t=rpgXlmU8M9h1_cJPNH0QjQ&s=08
https://twitter.com/gonultol/status/1863238471684370476?t=5UjhNCIZzDrOOK0hNqZV9Q&s=08
https://twitter.com/MaxBlumenthal/status/1863105886773772760?t=7Xi3347c0r_1TXXq-doVMw&s=08
https://twitter.com/MaxBlumenthal/status/1863105190125081078?t=F3X8lNXGaofwZVRfNbihAg&s=08
https://twitter.com/jihadyazigi/status/1862817167118319620?t=bkUi36UwVCm_VFUgqxuKtg&s=08
https://twitter.com/RaniaKhalek/status/1862920431122161951?t=uHG5Pkgy304LV4Mu6G6PCA&s=08