Efendiler!
İbret almayanlar için tarihin yasası tekrar eder. Tarihin yasası ayırım gözetmez, birilerine iltimas geçmez. Kural neyse öyle çalışır olumlu veya olumsuz sonuçlarıyla.
Tarihin yasasını kim koydu?
Dindarları dâhil olarak modern çağın insanına göre
Tanrı evreni yarattıktan sonra kendi başına bıraktı. Evren, evrendeki düzen, zembereği kurulmuş saat gibi kendi kendine çalışıyor.
Dolayısıyla kâinatın, yaratılışın, oluşun sırrı “doğada” gizli. Bilgi doğadan öğrenilir. Bilginin kaynağı doğadır.
Dolayısıyla tanrının iradesi “doğada-toplumda-insanda” geçerli değildir:
“İyilik-kötülük, güzellik-çirkinlik, doğruluk-yanlışlık” doğada mündemiç olup “rasyonel” akılla ve ilimle keşfedilir. Bunlar için tanrıya, tanrısal bilgiye ihtiyaç yoktur.
Dolayısıyla doğa-toplum-insan, tanrının bir ihsanı, ikramı değildir. Tanrı bir kez yarattıktan sonra bir daha yaratmıyor. Tanrının iradesi buralarda geçmiyor!..
İsrail bu akılla, bu anlayışla hareket ediyor; rasyonel hesapların peşinde. İsrail böyle de çevresindeki Müslüman toplumlar farklı mı düşünüyor? Farklı mı hareket ediyor?
Dini telakkiye bakan görür bunu!
Efendiler!
Kainat-evren-doğa, toplum, insan.. Allah’ın bir ihsanı, iradesi ise
Allah her an yaratmaya devam ediyorsa,
Allah bu nedenle tarihe bir yasa koymuş ve bu yasa tıkır tıkır işliyorsa,
bu yasa birilerine imtiyaz geçmiyor, ayırım gözetmeksizin her insana, her topluma, her kula eşit işliyorsa,
Müslümanlar neden bu kadar aptal oluyor? Aptalı oynuyor? Neden?
Müslümanların dini telakkisi neden bu kadar sorunlu?
Allaha güvenmiyorlar mı?
Güveniyorlarsa neden Allah’ın sözünü tutmuyorlar? Üzerlerine düşeni yaptıktan sonra Allah’ın iradesine teslim olmuyorlar?
Allahtan bağımsız rasyonaliteyle nereye kadar?
Buyursun çözsünler o halde İslam ümmetinin sorunlarını! Kafirlere kulluktan kurtarsınlar o zaman ümmeti!
Neden çözemiyorlarda izzet, iffet, haysiyet ayaklar altında!
Müslümanların akılları, bilgileri, sevgileri, tecrübeleri yetmiyor mu?
Allah akıl dağıtırken kâfirlere fazladan vererek torpil mi geçti?
Ümmetin içinden çıkacak akıllı, faris, salih insanlara muhtacız; kalabalıklar bizi aldatıyor!
