Sovyetler Birliğinin çöküşünde büyük rol oynayan 7 Yahudi oligark, Yeltsin döneminin kaosunu kullandılar.
Medyada Boris Berezovsky
Petrol de Mikhael Friedman
Bankacılıkta Vladimir Gusinsky
Bankacılık ve petrol de Mikhael Khodorkovsky
Bankacılık ve Medyada Alexander Smolensky
Petrol ve Sigortacılıkta Roman Abromovich
Alüminyumda Viktor Vekselberg
Dönemin Sovyet Başbakanı Yegor Gaydar’ın yardımcıları Harvard Profesörü David Lipton ve Jeffrey Sachs, Hazine Bakan yardımcısı Larry Summers ve Andrei Schleifer, GAYDAR’ın kendisi gibi Yahudi’ydi.
Sovyetlerin ekonomisini ilerletmek için tüm Sovyet mülklerinin özelleştirilmesini, Çok yüksek enflasyona yol açacak fiyat kontrol mekanizmalarının kaldırılmasını ve Rublenin değerini düşürecek konvertible hale getirilmesini içeren ŞOK TERAPİ önerdiler
Bu operasyon Rusların elinde avucunda ne varsa sildi süpürdü. BU Yahudi oligarkların 200 milyar doları Batıya transferinin ardından 1998’de Rus Rublesi çöktü. Ülke iflas etti.
Bu 7 Yahudi oligark Sovyetlerin endüstriyel varlıklarının çoğunu yutup, sermayelerini gizlice İngiltere, ABD ve İsrail’e kaçırırken Sovyetler Birliği vatandaşlarını sefalete mahkûm etmiş olurlar.
Eric Walberg, Postmodern Emperyalizm, s:226
Rusya fakir bir ülke.
Bu tür operasyonları ancak 100 senede bir kaldırabilir. Türkiye zengin bir ülke olduğu için her 15-20 senede bir toplumun iliklerine kadar soyulduğu arada kurulmuş yüksek karlı veya stratejik işletmelerin özelleştirilmesi, devalüasyonlar, yüksek enflasyonlar, Politika faizlerinin %50’lere yükseltilmesi gibi süreçleri yaşar.
Ama toplum bu tür SOYGUNLARA alışık olduğu için kendine göre tedbirler alıp SOYGUNDAN mal kurtarma taktikleri geliştirmiş olduğundan o YAHUDİ TEFECİLER yetiştirdikleri ŞİMŞEK gibi memurlarını halkın üstüne salıp elde avuçta ne varsa soydurmaya çalışırlar.
Siyasi programlar, “olağan değişimle” baş edebilmek için gerekli materyalin sadece birazını verebilirler.
Asıl ihtiyaç duyulan şey “Sosyal Bilimlerdi”. Çünkü dünyanın nasıl işlediği bilinmiyorsa, dünyanın daha iyi işlemesini sağlamak için ne yapılması gerektiğini söyleyen öneriler geliştirmekte mümkün değildir.
Bu tür bilgi hem Liberaller hem Marksistler için önemliydi çünkü her ikisi de “ilerle yanlısı” idiler. Bu yüzden muhafazakarlara oranla sosyal bilimleri geliştirmeye ve desteklemeye daha yatkındırlar. Muhafazakarların ilgisi ise daha çok statükoyu korumak için “sosyal bilimlerin” faydalı olabileceği kanısındandır.
İmmanuel Wallerstein, Sosyal Bilimleri DÜşünmemek, s:28
Sosyal BİLİMLERin amacı DOĞAL DEĞİŞİME müdahale edebilme fırsatını aramaktır.
Doğal değişimi, EGEMENLERİN istediği ya da çıkarlarına uygun şekilde yönetebilmek, yönlendirebilmektir.
Yani FAKİRLERE, Sıradan insanlara değil EGEMENLERE hizmet etsin diye var edilmişlerdir, demeye çalışıyor sanırım.