Cuma Namazında
Hutbede İmam Efendi, “Konumuz” dedi “Vatan savunmasında İmanın yeri.”
Soru ile birlikte aklıma üşüştü.
Acaba imam Efendi Vatan Savunmasında İslam’ın yerini hatırlatırken, cemaatin aklına
Anayasa’da İslam’ın yeri
Ceza Hukuku’nda İslam’ın yeri
Ticaret Hukuku’nda İslam’ın yeri
Miras Hukuku’nda İslam’ın yeri
Ekonomi de İslam’ın yeri
Aile hukukunda İslam’ın yeri
Gibi soruları da getirirse ne olacaktı?
Zira İslam Hukukuna dair anayasada sadece “öldürmek yasak” emri kaldı gerisini kazıyıp attılar.
İslam’ın emirleri sadece devleti yöneten yüce efendilerimiz için halkın ölmesi gerektiği zamanlarda hatırlanıyor. Mesela toplumsal gelirin adil dağıtımı, ekonominin paradan para kazanan bankacılara değil, gerçek üretim yapan kurumlara ve hayır üreten vakıflara dayandırılması; güçsüzlerin güçlülere yem edilmemesi, toplumun kira, ya da faiz geliri üzerinden soydurulması gibi konularda kimsenin aklına İslam’ın bu konulardaki emirleri gelmiyor.
Daha bu kelimenin etkisinden kurtulamadan İmam Efendi tuttu dedi ki:
“Çocuklarınızı sapkın ideolojik saldırılardan korumak için her an tetikte olun”.
Çocuklarımıza ana sınıfından itibaren;
Ölçülemeyen şeylerin var olmadıkları (Yani Allah’ın olmadığı) tek kıymetli değerin para, altın, mal, mülk, menfaat, bireysellik, bencillik olduğunu anlatan MATERYALİZM.
Peygamberlerin ve vahyin olmadığını, bize doğruyu sadece bilim adamlarının ve politikacıların söyleyebileceğini anlatan POZİTİVİZM.
Hayatı yaşarken Tanrıyı umursamamak gerektiğini söyleyen SEKÜLERİZM gibi ideolojiler çakılmaya çalışılıyor.
Acaba İmam Efendinin, çocuklarımızı korumamızı öğütlediği sapkın dinler bunlar mıydı?
Acaba ben mi namaza esrik gittim yoksa imam Efendi mi biraz demlenerek kürsüye çıkmıştı.
Zira birimiz ne dediğimizi bilmiyorduk.