07 Eyl 25 - Paz 9:09:am
Koyu Açık

Blog Post

Fikir Yorum > Fikir yorum > Ahmet Cevdet Paşa’nın Kur’an Tercümesi: 15-Hicr Suresi

Ahmet Cevdet Paşa’nın Kur’an Tercümesi: 15-Hicr Suresi

Ahmet Cevdet Paşa’nın Kur’an’ı Kerim’in metni ile birlikte tercümesi 1928 yılında Türk Neşriyat Yurdu tarafından yayınlanmış; Yakup Döğer Bey’in Latin alfabesine çevirisiyle; okuyucunun anlama zorluğu çekeceğini düşündüğümüz kelimeleri parantez içinde sadeleştirerek yayınlıyoruz. (Bu Latin alfabesine çevirinin orijinal Osmanlıca metnine ARŞİV bölümünden ulaşabilirsiniz.) https://fikiryorum.net/arsiv/ahmet-cevdet-pasa-kuran-kerim-meali-osmanca-1/)

15-Cevdet Paşa meali – Hicr Suresi

Mekke’de nazil olmuş, 99 ayettir.

Rahmet ve inayet sahibi Allah’ın ismiyle başlarım

1- Ben O Allah’ım ki görürüm. Bunlar kitabın ve Kuran’ı mübinin (iyiyi kötüyü açıkça ortaya koyan) ayetleridir.  

2- Kıyamet günü kâfirler, “keşke Müslüman olsa idik derler.

3- Onları bırak, yiyip içsinler ve dünyadan fayda alsınlar ve emellere düşsünler. Kariben (yakında) göreceklerdir.

4- Biz karyelerden (yerleşim yeri, şehir, kasaba) bir karyeyi helak etmeyiz. İlla onun malum kitabı vardı.

5- Bir ümmet ecelini ne sebk (ileri) eder ve ne de tehir (erteleme) olunur.

6- Ey kendine Kur’an nazil olan, “sen mecnunsun” dediler.”

7- “Eğer sadık (doğru) isen niçin bize bir melek getirmedin?” dediler.

8- Biz melaikeyi ancak hak ile indiririz. Ve o zaman onlara mühlet verilmez.

9- Biz zikir indirdik ve biz onun için hıfzediciyiz (korumak, saklamak).

10- Senden evvel akvam-ı maziyeye de (geçmiş kavimlere de) resuller gönderdik.

11- Onlara bir resul gelmedi ki illa onunla istihza (alay) ettiler.

12- Mücrimlerin (günahkarların) kalbinden onu idhal (içeri koyma, dahil etme) ederiz.

13- Kur’an’a iman etmezler. Evvelki akvamın (kavimlerin) sünneti böyle geçti.

14- Eğer onlara semadan bir kapı açsak ve oraya uruç etseler (çıksalar, yükselseler) 

15- “Gözlerimiz iyi görmüyor, belki bize sihir yapılmıştır” derlerdi.

16- Biz semada burçlar yarattık ve onlara nazar (bakma) edenler için süsledik.

17- Ve semayı her rahmetten kovulmuş şeytandan hıfzettik (koruduk).

18- Ancak hırsızlık ile bir şey işiteni aşikâr bir şihap (ateş parçası) takip eder ve yakar.

19- Arz yaptık ve orada dağlar ilka ettik (koyduk, yerleştirdik). Ve onda her şeyden malum ve tartılmış miktar bitirdik.

20- Orada sizin rızıklarınızı, sizin vermedikleriniz için esbabı maişeti (geçim yollarını) yaptık.

21- Hiçbir şey yoktur ki onun hazineleri indimizde (katımızda) olmasın. Ondan ancak malum miktar indiririz.

22- Rüzgârları yüklü olarak gönderdik ve gökten su indirerek sizi onunla sulardık. Siz onu biriktirip saklayamazdınız.

23- Biz öldürürüz ve diriltiriz ve varis de (sahip) biziz.    

24- Sizden evvel geçenleri ve sonradan gelenleri biliriz.

25- Ve rabbin onları haşredip (diriltip) toplar. O Hakimdir ve Alimdir.

26- Biz insanı çürümüş kara çamurdan halk ettik (yarattık).

27- Cinleri de daha evvel zehirli ateşten yarattık.

28- Rabbin meleklere, “Ben çürümüş kara balçıktan bir şey yaratacağım”

29- “Onu yaptığım ve içine ruhumu üflediğim zaman, ona yere düşüp secde ediniz” dediğinde,

30- Bütün melekler secde etti.

31- Ancak iblis secde edenlerden olmaktan imtina (kaçınma) etti.

32- Allah: “Ey iblis! Seni secde edenlerle beraber olmaktan ne mani etti” dedi.

33- İblis: “Çürümüş kara balçıktan yarattığın beşere benim secde etmem layık değildir” dedi.

34- Allah, “öyle ise oradan çık, çünkü sen rahmetimden tard olundun (rahmetimden kovuldun).

35- “Ve kıyamet gününe kadar üzerine lanet olsun” buyurdu.

36- İblis: “Beni onların bais (diriltilme) olunacakları gününe kadar beklet” dedi.

37- Allah: “Sen bekleyeceklerdensin.”

38- “Vakti malumun (malum vakte) gününe kadar” dedi.

39- İblis: “Ya rabbi! Beni onlar için iğva (azma, saptırma) ettiğin cihetle (yön), onlara arzda kabayihi (kabahatleri) tezyin (süslü) edeceğim ve cümlesini iğva eyleyeceğim (azdıracağım).”

40- “Ancak muhlis kullarını değil” dedi.

41- Allah: “İşte doğru yol budur.”

42- “Kullarımın üzerine senin tasallut (musallat olma) kudretin yoktur. Ancak sen sana tabi olan aldanmışlara tasallut edersin.”

43- “Onların cümlesinin buluşacakları yer cehennemdir.”

44- Onun yedi kapısı ve kapı için de sana tabi olanlardan ayrılmış kısım vardır.

45- Muttakiler (korkanlar, çekinenler) ise cennetlerde pınar başlarındadırlar.

46- Onlara, “selametle ve emin olduğunuz halde oraya girin” denilir.

47- Onların kalplerinden kini çıkarırız. Kardeş olarak karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar.

48- Orada onlara yorgunluk ve bezginlik mes (dokunma) etmez.  Ve oradan bir daha çıkamazlar dedi.

49- Kullarıma haber verin ki, Ben Gafur-ur Rahimim.

50- Ve azabım ise, en acılı azaptır.

51- Onlara İbrahim’in misafirlerinden haber ver.

52- İbrahim’in yanına geldiklerinde, “selam” dediler. İbrahim, “biz sizden korkarız” dedi.

53- Onlar: “Korkma. Biz seni alim bir evlat ile tebşir ederiz (müjdeleriz)” dediler.

54- İbrahim: “Beni ihtiyarlık mes (dokunma) ettiği halde, evlat ile tebşir mi ediyorsunuz (müjdeliyorsunuz)? Bu nasıl tebşirdir?” dedi.

55- “Biz seni hak ve doğru olarak tebşir (müjde) ettik, ümidini kesenlerden olma” dediler.

56- İbrahim, “rabbinin rahmetinden ancak dalalette olanlar ümit keser” dedi.

57- Sonra, “ümmi resuller işiniz nedir?” dedi.

58- “Biz mücrim (günahkâr) bir kavme irsal (gönderilme) olunduk.”

59- “Ancak Al-i Lut’u tamamıyla kurtaracağız.”

60- “Yalnız karısını kurtarmayacağız ki, onu helak olacaklardan taktir ettik” dediler.

61- Al-i Lut’un yanına resuller geldiğinde,

62- Lut, “siz bizim tanımadığımız bir kavimsiniz” dedi.

63- Resuller: “Biz kavminin şek ve şüphe ettikleri şeyle sana geldik.”

64- “Ve sana hak haberi getirdik. Biz sadıklarız.”

65- “Ehlinle gecenin bir zamanında yola çık. Ve sen arkalarından git. Ve sizden biriniz arkasına bakmasın. Emir olunduğunuz yere gidiniz” dediler.

66- Lut’a, kavminin sabaha karşı kökü kesileceğine dair emrimizi bildirdik.

67- Memleket ahalisi birbirine tebşir ederek (müjdeleyerek) geldiler.

68- Lut: “ Bunlar benim misafirlerimdir, beni utandırmayın.”

69- “Allah’tan korkun ve beni zelil (hor, hakir) etmeyin” dedi.

70- Onlar: “Biz seni, herkesi himayeden nehiy etmedik mi?” dediler.

71- Lut: “Eğer bir şey yapmak isterseniz, işte kızlarım” dedi.

72- Senin hayatın hakkı için, Lut kavmi kendi sarhoşluklarında bir şey göremez olmuşlardı.

73- Onları güneş doğmazdan mukaddem (önce) şiddetli bir sayha (çığlık) helak etti.

74- Memleketin altını üstüne getirdik. Üzerlerine siccilden (pişirilmiş taş) taşlar yağdırdık.

75- İşte bunda ehl-i ferasete (feraset ehline) ibret ve kudretimize delalet vardır.

76- O yerler yolun üzerindedir.

77- Bunda müminler için ibretle vardır.

78- Eyke ahalisi zalimler olduklarından

79- Onlardan intikam aldık. Eyke ve Lut kavminin mahalleri (yurtları) karşınızdadır.

80- Ashab-ı Hicr resullerini tekzib (yalanlama) ettiler.

81- Onlara mucizelerimizi getirdik. Bundan iraz (yüz çevirme) ettiler.

82- Onlar dağlardan evler oyarak emin idiler.

83- Sabaha karşı onları şiddetli bir sayha (çığlık) helak etti.

84- Kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.

85- Biz gökleri ve yeri ve aralarındakileri ancak hak ile yarattık. Kıyamet gelecektir. Onlara karşı afüv (affetmek, bağışlamak) ile ve iyi muamele et.

86- Ve rabbin her şeyi bilen yaratıcıdır.

87- Sana seb’a (yedi) el mesaniyi (çift) ve Kur’an’ı azimi verdik.

88- Kâfirden evlat ve iyal (aile, eş zevce) istifade ettirdiklerimize göz koyma. Onlar üzerine de mahzun olma. Müminlere karşı tevazu göster.

89- Ve deki: “Ben aşikâr bir nezirim (uyarıcıyım).”

90- “Kur’an’ı taksim (parçalayanlara) edenlere indirdiğimiz gibi, azaptan korkutuyorum.”

91- “Onlar ki Kur’an’ı parça parça ettiler.”

92- Rabbin hakkı için cümlesinden sorarız.

93- İşledikleri şeylerden.

94- Sana emir olunanı izhar et (açığa çıkar) ve müşriklerden iraz eyle (yüz çevir).

95- Biz istihza (alay) edenlerden senin intikamını alırız.

96- Allah ile beraber diğer bir ilah kılanlar, kariben (yakında) hatalarını bilirler.

97- Onların söyledikleri şeylerden kalbinin sıkıldığını biliriz.

98- Rabbini hamd ile tespih et ve sacidlerden (secde edenlerden) ol.

99- Sana yakin (ölüm) gelinceye kadar rabbine ibadet eyle.        

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir