Desene bitpazarına nur yağacak!
Desene Batmanlı Memmed yetmedi Angaralı Ali’de lazım!
Tefeciler para/kredi yollarsa faizlerin düşüşünü, dövizin stabiletesini, piyasaların normalleşmesini, konut kredilerinde düşük faizi, hazine garantili kobi kredilerini,
Ve (duy Hakan) emeklilere, işçilere iki kat zammı
Yakında duyarız!!
Başkan bir dahi seçilmenin, mümkünse ebed müddet de seçilmenin yasal yolunu bulur, anayasa değiştirerek!
Bizim başkan işi biliyor! Kürtleri de yanına alıyor nasılsa! (Baksana Leyla Zana’dan sınıra Ahmet Türk de tekrarlamış: ‘Kürt sorunu güçlü bir liderle çözülür. O lider devletin kılcal damarlarına dahi nüfuz eder. O lider Erdoğan’dır.’)
Ne bilsin beyinleri kayyımlılar! Barış geliyo silahlar susuyo babaaa!!!
Kürtler kurnaz! Takiyyenin kralını yapıyorlar!
Biliyorlar ki Erdoğan dışardan büyük destek alıyor. Seçim için
içeride kendilerine muhtaç! O halde zaman bu zaman!
Özal ile Erdoğan arasında bir fark var, Özal bu işi çözecekken dışarısı müsait içerisi hazırlıklı değildi, Özal hal edildi!
Erdoğan’ın şansı içerisi de müsait hale geldi Derinlerin elinde bi iki küçük ırkçı parti kaldı, o da yetmez!
Çözer mi?
Teorik bakıyorum. Çözerse siyasi hayatı biter çünkü başta AKP’li Türkleri ikna edemez Çözemezse Suriye’de büyük kaybeder.
O halde sorunu halının altına sür, oyala, sürece yay, yeni anayasayla yapılacak seçim sonrasına ertele..
Teorik bakışa devam.
Türkiye’de Kürt sorunu, Kıbrıs sorunu, Hanefi diyanet sorunu, insan hakları sorunu, Türk milleti tanımı, eğitim sorunu gibi kurucu felsefeye dayalı sorunları
İktidarlar çözemez! Atatürk’ün elde ettiği güç başka liderlerde olmadı. Olduğunu zannedenler hal edildi.
Erdoğan kendinde o gücü görmüyor! Yahut tam görmüyor!
Büyük partileri toplayıp konsensüs da aramıyor. Bürokrasiyi ikna edemiyor. Baksanıza bürokrasinin tümüyle teslim olduğunu sanmıyorum, CHP’ye akan bilgiler, iktidarın hukuk yoluyla kurduğu baskı bunu gösteriyor.
İktidar medyası yeterli olmuyor. Bir iki muhalif medya susturuluyor, bir kaç muhalif gazeteci içeri ayılıyor, iktidara be sermayeye dayanmayan kanallara kayyım atanıyor!..
İktisattaki ‘yaratıcı ölüm’ prensibi siyasette de geçerlidir.
Yeni bir teknoloji eskileri öldürür. Arada kan gövdeyi götürür, darbeler olur, hükümetler değişir falan ama yeni hep kazanır..
Osmanlı cumhuriyete bu nedenle yenildi!..
Bunu Kürt sorunu gibi temel bir soruna uyarlayalım. Kim bunu çözerse eskide kalır. Ama sorunun çözülmesi de şarttır. Kavga gürültü bu sürecin ürünü..
Korkum o ki, sorunu devlet sorunu, kurucu irade sorunu, varlık sebebi görenler
Urfa Suruç ve Ankara gar katliamı için girişim yapar! Yani eskiler hemen teslim olmaz, hem direnir.. çünkü bunlar için sorun beka (varlık yokluk) sorunudur..
Siyaset kahvelerde, tv dizilerinde, evlerde, iş yerlerinde yapılmaz!
Siyaset devlet içinde yapılır. Siyasetin mekanı devlettir.
Burda yönetim kademesinde olanlarda aranan şartlara/vasıflara bakılır! Türkiye örneğinde aranan vasıflar yoktur. Çünkü herkesin dilindeki talep liyakat, ehliyet, adalet, özgürlük.
Nerde demokrasi varsa orda da liderde aranan vasıflar yoktur. Çünkü demokrasilerde kurumlar, sistem vardır, yöneticilik dediğin idareciliğe dönüşmüştür.
