18 Kas 24 - Pts 9:09:am
Koyu Açık

Blog Post

Fikir Yorum > Fikir yorum > Mekke’yi Doğru Anlamak

Mekke’yi Doğru Anlamak

Mekke’yi Doğru Anlamak

Miladi 610 yılında Muhammed “ilahi vahiy” almaya başladığını ilan etmişti.

Hz. Muhammed içinde büyüdüğü kültürel atmosferde toplumunun saygın bir mensubuydu. Güvenilirliği ve dürüstlüğüyle meşhurdu.

Nebevi tebliğin duyurulmaya başlamasından sonra hem şahsı hem söyledikleriyle ilgili olarak işler tersine döndü.

Peygamberliğin ilanından sonra Mekke’de ne oldu da Hz Muhammed ile toplumuyla arasında büyük bir anlaşmazlık çıktı; ileri gelenler, bilgeler ve yöneticiler çatışma çıkarttı?

Bu durum değişik açılardan incelenerek çözümlenmeli, çünkü İslamın ne olduğunun, ne söylediğinin, neye karşı çıktığının anlaşılması için gerekli.

Hz. Peygamber’in Mekke’deki “muhalefetinin”çözümlenmesine yönelik gayretler sadedinde ortaya konan çabalar, hamaset ve kurgu bulamacı biçimine dönüşüp kaybolup gitmemeli.

Bu durum Mekke’de ne olduğunu anlaşılır kılmak bir tarafa, muhalefetinin niteliğini kavramak bir yana, onu daha da karmaşık anlaşılmaz hale getirebilmekte.

Hz. Peygamber’in karşıtlarını genel kabula aykırı sabit bir ezberle cahil, kaba, kötü, vahşi ve benzeri olumsuz sıfatlarla toptan yaftalayıp Müslümanları bunların tam zıddı olumlu sıfatlarla vasıflandırarak, Mekke dönemini ve peygamberi anlamaya kalkışmak, düşülen temel hatalardan biri olarak görünüyor. Zira Müslümanlığı yüceltmek için ötekileri aşağılamak işin doğrusunu anlamaya yetmiyor.

Mekke’deki nebevi tebliğ örneğinde hakikatin ifadesi, muhataplara söylenip geçilen bir duyuru şeklinden çok, o duyuru ekseninde mensuplarını başka tür bir siyaset ve iktidar biçimiyle herkesin güvenliğini ve gelişimini planlayan bir yapı şeklinde tezahür ediyor.

Dolayısıyla Mekke’de olan şey, mevcut toplumsal ve siyasal yapı içinden çıkan nebevi tebliğin oluşturduğu topluluk ve siyasetin çatışma rotasına girdiği, iki başka yapının yönlendirdiği beka sorunu mücadelesi yapıldığıdır.

Kureyş kabilesinin meselelerini görüşüp karara bağladığı Dârü’n Nedve Hz. Peygamber’in karşıtlarının dirlik ve düzenini temsil ediyordu. Nitekim miladi M.630 yılında Mekke toplumsal ve siyasal yapısı Hz. Muhammed’in muhalefetinin nihai kertesinde çöktü.
Diğer bir ifade ile Araplar nezdinde ticari siyasi ve dini liderlik kaynaklı saygın Kureyş yönetim yapısı ve toplumsal birlik tarzının fethi tamamlanmış oldu..

Peygamber dönemindeki İslam karşıtlarının gerçek dışı abartılı olumsuz vasıflarla tanımlanması, peygamberin temel muhalefetinin hangi hususlara olduğu konusunda kafa karışıklıklarına sebep olmakta, gerçeğin öğrenilmesinin önünde engel olarak durmaktadır.

Mekke’de nübüvvet ile başlayan olayları sebepleri ve sonuçlarıyla birlikte doğru anlayamayıp gerçek dışı yorumlarla savrulmak, İslam’ın neyi ifade ettiği konusunda da hatalı algıların oluşumuna vesile olmaktadır.

Var olan ama şirk unsurlarının karıştırılmasıyla bozulan inanç-din telakkisini, işleyen sosyal ve siyasal yapıdaki Allah’ın razı gelmediği hususları izale ve ıslah, Nebevi tebliğin temel amaçlarından iken işin bu önemli kısmı ihmal edilmektedir.

Orada oluşan müminler grubu veya Müslüman toplum, müşrik Mekke toplumunun metafizik kabullerine muhalefetleri dolayısıyla muhalif değil; var olan toplumsal birlik ve yönetim yapısının dayanağı dolayısıyla meşruiyetini reddetmekle alakalı, dolayısıyla, o yönetim yapısının kışkırtmasıyla müminler grubunun kıyasıya yok edilme mücadelesi yapıldı..

Mekke’nin fethi ifadesiyle tanımlanan olay askeri bir operasyon sonucu gerçekleşmiş gibi görünse de, aslında müşrik anlayış ve yapısallığının çöküp yok oluşu göz ardı edilmemeli.

Fethi takiben Mekke toplumunun İslami hayata ve değerlerine adaptasyonundaki başarısı ve hızı, kendilerince meşru asli düşünüş ve yaşayışın çöküşüyle de irtibatlıdır.

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir