Ankara karışıktı. 27 Mayıs’a giden yolda adım adım ilerleniyordu. Başbakan Menderes’in tartaklandığı 555K (Beşinci ayın, 5. günü saat 5’te Kızılay’da) eylemi ile ortalık karışıkken Moskova’dan Türkiye aleyhine çok sert bir açıklama geldi.
1 Mayıs günü Ruslar, Türkiye’den kalkan bir ABD casus uçağını düşürmüşlerdi. Pilotunun öldüğünü açıklayarak bu uçuşlara izin verdiği için Rusya, Türkiye’yi tehdit ediyordu.
Cevap NASA’dan geldi. NASA kendilerine ait bir U2 meteorolojik ölçümler yapan uçağın İncirlik Hava Üssünden kalktığını VAN gölü civarında kaybolduğunu ve pilotun Lockheed çalışanı olduğunu açıkladı.
ABD inkara devam edince bir hafta sonra Rus Başkanı Kruşcev bombayı patlattı. Eisenhower tuzağa düşmüştü.
Uçağın pilotu Yüzbaşı Gary Powers uçağın imha mekanizmasını çalıştıramamış, kendisine verilmiş madeni dolar içine gizlenmiş siyanür iğnesi ile intihar edememiş, tam 22 bin metreden paraşütle atlayıp Rusların eline düşmüştü. CIA görevlisi idi.
Rusların uçaklarının ve radarlarının menzilinin yetişmediği 22 bin metreden 30 santimi net bir şekilde fotoğraflayan dev bir kamera ile Rus tesislerini fotoğraflıyordu.
Türk yetkililerin bu uçaklardan haberleri yoktu. Ama Amerikalıların da Rusların S-75 (SA-2) füzelerinden haberi yoktu. Bu füzeler sırf bu U2 uçaklarını avlamak için geliştirilmişti.
Türk hükumetinin sorunun üzerine gidebilecek mecali yoktu. Sorunu hiç üzerine almadı “Türk Hükumeti Amerikalılara Sovyet arazisi üzerinde uçuş izni vermemiştir. Kendine ait olmayan ve toprakları dışında uçan uçakların ne yaptığından da sorumlu tutulamaz” diyerek konuyu geçiştirdi.
1965’te ise Pakistan-Hindistan arasındaki savaşta tarafsız kalmayı tercih eden PAKİSTAN üslerini AMERİKAN uçaklarına kapattı. Bunun üzerine ABD Rus coğrafyasından istihbarat toplayan RB-57 tipi iki casus uçağını İncirliğe kaydırdı.
14 Aralık 1965’te İncirlikten kalkan bir RB-57 Samsunun 150 km kuzeyinde radarlardan kayboldu. Amerika olayı Türklere duyurmadan halletme kararı aldı. Ancak bu mümkün değildi.
Amerikan Büyükelçisi Türk makamlarına haber vermek için harekete geçtiğinde Genelkurmayı çoktan ateş püskürmeye başlamıştı zira Rus haberleşmelerini deşifre eden Türk istihbaratı uçak düştükten 14 saat sonra olayı öğrenmişti.
Genel kumaya çağrılan Amerikan Büyükelçisi çok pişkindi “Siz nereden öğrendiniz? Dost musunuz düşman mı “gibi küstah bir tavır takınmıştı. ABD bununla yetinmedi ve Akdeniz’deki 6. Filoya bağlı bir gemiye uçağı araması için Karadeniz’e gitme emri verdi. Gemi Çanakkale’de kendini tanıtmayı reddedince Ahır kapı açıklarında Türk savaş gemilerince zorla durduruldu.
Eisenhower’ın Fellowship programından mezun olan İLK TÜRK olmasına ve Amerikancı olarak bilinmesine rağmen Başbakan Demirel “Bu Amerikalılar kendilerini ne zannediyorlar. Bize haber vermeden Rusya’ya casus uçak yollayıp bizi zor durumda bıraktılar… Sovyetler büyük bir devlet ve ben onlarla düşmanlık için ortada bir sebep göremiyorum. Amerika ile yeniden masaya oturup bu ikili anlaşmaları gözden geçirmeliyiz” dedi.
Gerçekten de 1969’da bu anlaşmaları iyileştirmeye başlayan Demirel koltukta uzun süre kalamayacak 12 Mart 1971’de muhtıra ile devrilecekti.
Ancak 1975’te Kıbrıs harekatı nedeniyle ABD’nin Türkiye’ye silah ambargosu ilan edişine tepki olarak Amerika’nın imtiyazları iptal eden, İNCİRLİĞİ ve diğer üsleri Kapatan da yine Demirel olacaktı.
Demirel’in kapattığı üsler yine Demirel’e karşı yapılan darbe sonrası 12 Eylül’de açılacaktı.
Murat Yetkin Casuslar Kitabı, s:334-343 kısaltılmıştır
Türkiye çok daha zayıf olduğu bir dönemde üstelik “MASON” ve “Amerikancı” Demirel tarafından yönetilirken Amerika’nın Türkiye’deki tüm üstlerini kapatabilmişti.
Türkiye iktidarı, Çok daha zengin ve güçlü olduğu üstelik İslamcıların iktidarda olduğu bir dönemde İncirliği bırakın, KÜRECİK RADARINI bile kapatamadı, hatta İsrail’e giden petrolü bile kesemedi
buyurun… Varsa bir görüşünüz siz açıklayın bu durumu.
